Bulanık bir suda kaybolmuş ruhum,
Sağa sola savrulurken bulmuşum.
Tutmamış kimse uzanan ellerimden,
Bir nida yükselir, yerle bir içimden.
Özgürlüğümü geri istiyorum;
Yüksek sesle konuşmayı,
Bolca kahkahalar atmayı,
Her şeye gülmeyi istiyorum.
Sayısını bilmediğim kadar dondurma yemeyi,
Mahallede çocuklarla, saatlerce
Yanlışa da aşık oluyor insan;
Hata yapmaktan korkuyor,
Yine de zevk alıyor bundan.
Kendini bilene, sevgili bu hayat
Bana sorsanız ne acı durum
Fikrine, bedenine, diline
Kırılmış kalp onarılmaz
Alışır belki ama tutulmaz
Zor unutur, zor vazgeçer
Sargılarıyla devam eder.
Nasıl incitirsiniz ki?
Sanki tüm kötülükler içine doğan bir güneş,
Dokunsan yanacaksın, baksan kanayacak,
El değmemiş bir çocuk gibi,
Narin ve kırılgan bir o kadar yasak.
Toprağa düşen tek bir damla can,
Hasret temmet, gözyaşı hayat,
Uzun zaman olmuştu böyle hissetmeyeli,
Aslında bilmediğimde bir duyguyu hissediyorum.
Anlatması zor, belki basit bir kelime “özlem”,
Ama öyle değil işte…
İçinde her şey var.
Dünya’yı sığdırdım içime ama şimdi?
Mutluluk varmış, çok uzaklarda;
Kim inanır ki buna?
İnsan dayanır mı?
Kaldı mı sabrımız?
Her zaman umut varmış, çok derinlerde;
Üşümeyi sevmeyen, yenilmez kız çocuğu,
Açtı gözlerini bir dağ eteklerinde,
Ne özgürlüktü o, aynı zamanda çaresizlik.
Başına geleceklerden habersiz,
Tek söylediğiyle geri dönülmez hareketsiz,
Heyecanı, bin bir padişahtan kefilsiz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!