Sen
İçime bir kucak ateş gibi düşen
Uslanmaz
Yasak tanımaz düşlerimin coğrafyası
Zulamın Tanrıçası
Ve onulmaz sevdalarımın
En soylusu, en günahı
En kutsalı ve en yasaklısı
Serin, yağmur yüklü
Ilgıt ılgıt esen
İmbat rüzgârları gibisin sen
Özümü tüketen
Neysi sesin, sazsı bedenin
Yüreğimin abecesi
İnce, uzun, kutsal harfi
Hint ipeğinden kemer olsam
Kısraksı beline dolansam
Kör düğüm olsam
Çözülmesem, çözülmesem
Yumuşak, ıssız, kuytu bir koyak
Sımsıcak koynuna uzansam
Hem ağlasam, hem uyusam
Uyanmadan ölsem, yine ölsem
Gelin başlı doruklardan
Hırçın vadilerden
Cehennem gibi kavruk bağırlı
Harlı ovalara ulaşan
Çavlanlı nehirler gibisin
Acelesi yokmuş, düş yorgunuymuş
Duygularında ödünsüz
Kendinden emin
Denizler gibi derin, narin
İçime kan doğrayan duruşun
Döne döne yürüyüşün
İpil ipil, kahve renkli
Üzüm gözlü zümrüdü Ankam
Masum yüzlü ceylanım
Hiç kimse bilmeyecek
Seni Fırat, seni Aras, seni Asi
Ve kutsal bir toprak gibi
Ne yaman
Ve ne dehşetli sevdiğimi
Kayıt Tarihi : 27.2.2012 15:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!