Bilemedim…
Hava hayli sıcak…
Bir buğday tarlasında sele serpe uzanıyoruz, yan yana…
Gökyüzü gümüş rengi…
Başaklar düşlediğin sarı, hepsi olgunlaşmış…
"Ruhu şiirin ışığında yıkanmış bir adam seslendi:
"Bir nakkaş getirin!
Ruhu nehirler gibi akan bir aşkın simasını,
Resmeylesin sineme
Ve hayatımın sonuna kadar,
Ben Korkak Bir Adam Sevdim
Ben korkak bir adam sevdim
O kadar korkaktı ki
Sesini titretiyordu içinde ki bam teli.
Yüzünde asırlık bir yorgunluk,
Küçük birer toz zerresi olsak dağılsak göğün yüzüne…
Yükseklik, sonsuzluk yoldaş olsa duamıza…
Har bir alevin dokunuşuyla yansak...
Göğün uğultusunda huzur bulsak…
Bir küçük damla ile ıslansak.
Yeryüzünün yüzü dokunsa bu yangına, sönsek…
Sessiz
Kızdırılmış bir örsünle dağlarsın yaraları, yaranı...
Yaraya dokunan örsünü
Bu kadar ısıtan ise,
Ölümcül kelimelerin ağırlığıdır.
Cam olmanın en kötü yanı;
Ne saklayabilirsin içinden geçenleri,
Ne de saklanmak istersin…
O kadar sadedir ki hayat...
Öylece, olduğun gibi…
Yaradan’ın sana sunduğu tüm duruluğunla,
Ve İnadına Gülümsemelisin
Bende şunu ezber etmişim yüreğime
Ne zaman kırılsan, hayata daha çok tutunmalısın
Tutunmalısın ki
Kırıldığın yerden ayrılmasın hayat
Bu gece bir şey oldu!
Bir şey...
Adı yok.
İçi bana dönük bir şey.
Dışı tamamiyle laşey!
Kül gibi dağıldı laşey,
Ben Senin Her Şeyin Olmak İstemiyorum!
Yan yana duruşlar geniş olmaktan yana değil.
Aşk zamana asla yenik düşmez,
İçsel bi’şeydir o…
Derin kuyulardan çıkmak gibidir…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!