ZÜBÜK ZADELER
Zübükler tükenmez, zadeler bitmez
Babadan oğula nesli yeniler,
Düzenin uşağı yağcılar bunlar,
Her devirde zübük binekler vardır.
Mevki, para için yağdan olurlar,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
'Kendi çöplüğünde öten horozlar,
Beyni tavuk kadar, cahil, molozlar,
Tüyleri yolunmuş, tüysüz, uyuzlar
Bunlara, kümeste tünekler vardır.'
Bu zavallıların, kendilerine sağladıkları çıkarla kıyaslanamayacak kadar büyük zararları vardır devlete ve memlekete...
Duyarlı yüreğinizi gönülden kutluyorum,
saygım ve sevgimle Fahri bey,
Ünal Beşkese
Mevki, para için yağdan olurlar,
Her seçimle yerlerini bulurlar.
Bukalemun gibi çok renk alırlar.
Her devirde zübük inekler vardır.
---Hocam yine güzel bir eserinizi okudum kutluyorum saygılar.
Neyleyelim ki bu ülkenin yobazı bitmedikçe.yalaka ve zübüğü de bitmeyecek.Bu da bizlere atalardan kalma en kötü miras sanırım.Aydınlığa ne kadar gereksinimimiz var son günlerde.Kutlarım Öğretmenim.Nicelerine.
Bu tür insanlar., her devir için kadrolu ama sürekli değişkendir... İktidarın rengine göre renk alırlar., bukalemun gibidirler...
Şiiriniz çok anlamlı., çok güzel...
Kaleminize sağlık sayın Fahri Bulut...
Maalesef öyle. Çok haklısınız.
Kutlarım Sayın Fahri BULUT.
kutlarım sizi yürekli,devrimci,yurtsever arkadaşım.YUVASIZ KUŞ
Haklısınız Fahri Bey... Geçmişte de böyleydiler, şimdi de...
Ama arada bir fark var şimdi... Daha güçlü sandıkları efendiler buldular.. Bu nedenle 'eski efendilerine posta koyuyorlar!' Bir anlamda kim daha fazla verise, ondan yana oluyorlar!Kim onlar?
Galiba yeni Vali-i Van'lar değl mi?
Kutlarım Fahri Bey... Hem içerik, hem dayandığı 'öykü/belge' anlamlıydı...
ÜSTADIM ZÜBÜK FİLMİNİ SEYRETTİĞİM İÇİN ŞİİRİNİZİ DE
OKUYUNCA NE DEMEK İSTEDİĞİNİZİ ANLIYORUM SİZE
sevgiler selamlar iletiyorum.
usta aziz nesin zübük kitabını yazdığında ilk okudum zaman yeni memurdum idaalisttim böylesi insnaların olacağına ihtimal bermiyordum hayatımın diğer evrelerinde gördüm ki zübükler tahmindende fazlaymış onların gazabına uğrayan birisi olarak sie selam ve saygılarımı sunuyorum 10puan
Aziz Nesin 'in kulağını çınlatmışsın üstat..
Sorun zübük zadeler vardır var olmaya da.. Olacaktır da..
zübükler , dümbüklerin; hödükler de zübüklerin eseri galiba.
Hödükler ayağa kalkmadıkça sülükleri kanıyla beslemeye devam edeceğe benziyor.
Duyarlı yüreğini, namuslu şiirini kutlarım..
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta