Kağnı gölgesinde dingildeyerek,
Kağnıyla birlikte koşturur zübük.
Kağnı gölgesine benim diyerek,
Kendi kendisini coşturur zübük.
Aslında kağnıya bir zübük gerek,
Gölgeye girmeli hep isteyerek.
Öküzü uyarıp, yol göstererek,
Kağnıyı çukurdan aştırır zübük.
Kınamam zübüğü gölgeye düşkün,
Kınasam ne olur, fıtratı pişkin.
Evel eski böyle, egosu şişkin,
Geçmişi gururla deştirir zübük
Anlamaz tarihten, soyundan, soptan,
Yediği bellidir yediği kaptan.
Kurtulunca hemen bir ipten saptan,
Sahibin gözünde hoş durur zübük.
Acemi horozdur öter hep erken,
Çaldığını söyler doğruyum derken.
Besmele de çeker haramı yerken,
Her münafıklığa eş durur zübük.
Gölgenin kaynağı kıravat* olur,
Güneş eğildikçe zıravat* olur.
Gece bastırınca yer suvat* olur,
Gölge kalmayınca boş durur zübük.
Aziz Nesin usta öğretti bize,
Zübüğü usulen anlattık size.
Eğer ki açıklık getirsek söze,
Nevzat’a hukuku eştirir zübük.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
*Kıravat: Kağnı tekerleklerinin üstüne
yerleşen kağnı iskeleti, kağnıevi.
*Zıravat: İriyarı.
*Suvat: Hayvan suvaracak (sulayacak) yer.
Kayıt Tarihi : 19.4.2018 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mizah yazarı Aziz Nesin'i, "Zübük" adlı öyküsünden esinlenerek dizelerle anmak için yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!