Zordur Güzel Bir Kadın Olmak
Güzel bir kadın olmak zordur bu hayatta.
Çünkü yürüdüğün yolda insanların gözünün sende olduğunu fark edersin, bu durum seni rahatsız eder fakat susarsın. Çünkü bilirsin ki, laftan anlamayanlardır seni izleyenler. Güzel bir kadın olmak zordur. Daima hayatının harika olduğunu ve hiçbir zaman yalnız kalmayacağını düşünürler. Oysa sen yalnızsındır. Ve yüreğinde koca bir acıyla savaşıyorsundur. Geceleri sessizce ağladığını bilemezler. Zordur güzel bir kadın olmak. Üzülenin değil, daima üzenin senin olduğunu sanarlar. Oysa sen hayal kırıkları içinde biraz olsun gülümsemek için çırpınıyorsundur. Asla anlamazlar. Çok zordur güzel bir kadın olmak. Sahibi olduğun her şeyi çabuk elde ettiğine inanırlar. Oysa sen hayallerinin peşinden vazgeçmeden koşup başarmışsındır. Bu gerçeği asla görmek istemezler.
Kayıt Tarihi : 1.9.2016 01:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Siz giydirdiniz tenime bu emanet elbiseleri
Oysa hala avuçlarımda gelin kınalarım vardı benim.
İçimdeki tüm masum bebeklerime biçtiniz kefenleri
Küçücük bir bakirenin tüm mavi düşlerini yaktınız cehennemlerde
Sol yanımda nicesinden daha delikanlı bir yürek vardı, sevgiydi adı
Mavi bir buluttum oysa, bir güz yangınında savrulan bir yapraktım.
İçinde sakladığım, yağmaya doyamadığım topraklarım vardı.
Bilemediniz adım kadındı benim.
Kadın. Tam beş harfli bir kelimeyle dikenli teller ördünüz şehirlerime,
Bir ölüm orucuna mahkum ettim dudaklarımı sayenizde.
Lal ettiklerimde gizliydim söylemedim, kıyamadım, sizin bana kıydığınız gibi
Ağır ödedim ben hayatın bedelini, ödeştim, arkasındaydım günahlarımın
Tenimde bir mahşer yangını, koynumda ayrılıkları yatırdım,
Göremediniz, bilemediniz, sızladım kağıt kesiği yalnızlıklarımda,
Mühür vurdum yarınlarıma kirlenmesin diye ellerinizden.
Bilemediniz adım kadındı benim
Geceye inat beyaz tuttum ama ak duvaklı düşlerimi.
Hiç çıkarmadım allı pullu tokalarımı, süslü kocaman küpelerimi
Kırmızı ama en kırmızından sürdüm rujlarımı dudaklarıma yine,
Bazen zor yürüsem de, hiç yıkılmadım mor çiçekli topuklu terliklerimle
Düştüm düştüm bazen ama göstermedim, size de tutunmadım kalkarken
Zaten siz de hiç tutmadınız ki ellerimden.
Bilemediniz adım kadındı benim
Kızgın çöllerde bir deryaydım, bir vuslattım ötelerde unutulan,
Kışlarımı yaza döndürmeye çalışan bir ürkek ceylandım.
Kanadım, savruldum ama bir gecelik boyalı aşklarda hiç heves olmadım.
Baharlarımı nerelerde öldürdünüz?
Nerelerde gömdünüz el değmemiş hayallerimi?
Nasıl siyaha buladınız tüm gökkuşağı renklerimi?
Hiç bakmadım kimsenin helaline, dokunmadım ellerim yanar diye sizler gibi
Tacımdı başımda duran onurum, tahtımdı uğruna ömür verdiğim namusum.
Bilemediniz adım kadındı benim
Bu hüzünlü alın yazısında sizler verdiniz infazımı, kırdınız kalemimi,
Ama sevişmedim sevmeden asla sizler gibi, sevdam demediğimi sarmadım.
Bir kozanın içinde daha açılmadan gözlerimi kör ettiniz.
Üç günlük kelebek ömrümde özgürlüklerim vardı çok gördünüz.
Bir romanın son sayfasına geldiğimde kırdınız tüm serçelerimin kanatlarını,
Yasaklarla, tuzaklarda, ihanetlerde soldurdunuz tüm su çiçeklerimi
Avaz avaz çığlıklarım vardı, Leylaları, Aslıları kıskandıracak yüce bir aşkım.
Bilemediniz adım kadındı benim
Paslı zincirlerle, prangalara mahkum ettiniz tüm arzularımı,
Kendime ettiğim ahlar beddualarda, küstürdünüz tenimi cemrelere
Oysa yazılmamış şiirlerim vardı benim, yakılmamış mektuplarım,
Hepinizdeydim bilemediniz, hepinizde vardım göremediniz, anaydım ben.
Kimlerin için ayakta kaldım anlamadınız, içimde kasırgalar koparken
Hüzünlü bir beste yaptınız gözyaşlarımdan, göremediniz nelere yağdıklarını
Sormadınız, saçlarıma düşen akların hesabını tel tel soldurdunuz.
Sadece kızıl rengi saçlarımı düşlerken aklınızdaydım.
Bilemediniz adım kadındı benim
ŞİMAL GÜNEY
TÜM YORUMLAR (1)