Zoraki Şiiri - Serdar Köse

Serdar Köse
32

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Zoraki


usum tuşlara ilen
ilen alınların çıplak izine
vur bacakları taştan taşa,
başlar çekilsin korkunla.
böylece mavna ve yokluk,
birikir karanlık hayatlarda
birikir gölgelerde ölümün
ve ölümün yangın dağlar sesi

sardım folyolarla öğrencileri
folyolarla/aydın kalmış
ve tutsak ve bağlap
ve yaralar altına sığınmış öğrencileri.
çün böyle buyurmuştur çalap.

işte sevgilim bu mülteci kaderimdir
hayın kalmışlığım, açıkta kalmışlığım
parmaklarımı kümbetlere,
kana bulanmış yüzlere
kaldırıp kaldırıp vurmuşluğum
çöl ortalarında tuza bulanmış derimdir

barut kokan sıska ve gizli
geceleri tenhalardan savaş fırlatan
savaş fırlatan umursuz köslere
benim ellerimdi.
benim günahkar benim tamahkar
kendi boynu, altında kalmış ellerimdi.
anamın eteğindeyse anadolular
kurtuluşlar sakaryalar büyürdü
ninniler çağırırdım ben düşmana
ninniler fransızca, italyanca
ne de olsa herkes başka dilden uyurdu
başka dilden uyurdu korkularına

üstü burmalı astı kav vurmalı
nice hilal kucaklı saatler duyardım
nice kaygılarım olurdu benim
uykularımdan önce dile gelmiş ölülerim.
kime varsak ıstırırdık sahtedir korkusuyla
dibeklerde ezer
koyunlarımızda ısıtırdık hasretlerimizi
biz; yani kavmi celil
neden toy önceleri aptes alır
neden,neden yalnız rabbe eğilirdik

oysa yağmur seğirirdi bizim de alınlarımızı
kız kardeşlerim oturup rahlelerin başına
oturup avuçlarında yaralar,
ezanlara değin beyaz kilimler dokurdu
belki mavi gökler dizerdim ben
belki düşmanlarımın ellerine su dökerdim
geceleri yatağıma sığınıp,
geceleri 'insan kardeşlerim' diye ağlardım
hasretlik bana dokunurdu

Serdar Köse
Kayıt Tarihi : 5.5.2017 11:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Serdar Köse