Bazı acılar vardır, tarif edilemez. İçinde bir yerlerde sessiz bir fırtına gibi kopar, ama kimse fark etmez. Sanki dünyadaki herkes güneşli bir günde yürüyüş yaparken, sen bir kara bulutun altında sıkışıp kalmışsın gibi.
Zor zamanlar… Ne garip bir ifade. Sanki basit birkaç kelimeyle bu ağırlığı taşıyabilirmiş gibi. Ama kimse anlatmaz o anların ne kadar uzun sürdüğünü. Günler geçmez, geceler bitmez. Uyusan, uyandığında her şey düzelecekmiş gibi gelir, ama uyanınca aynı boşluk seni tekrar karşılar.
Bir an vardır… Sanki nefes almak bile fazla gelir. Göğsünde bir ağırlık, taşınamayacak kadar büyük. İnsanların sesleri bir yankı gibi uzaklaşır, söyledikleri anlamını yitirir. Dışarıdan güçlü görünmek istersin, çünkü zayıflığını göstermek daha çok canını yakar. Ama içindeki kırılganlık, seni her geçen gün daha da tüketir.
Bazen "Neden?" diye sorarsın. Neden bu kadar zor? Neden bu kadar yalnız hissediyorum? Ama cevap yoktur. Bu sessizlik, sorularını boğar. Ve o sessizlik, insanın en büyük düşmanıdır. Çünkü ne kadar bağırırsan bağır, yalnızca kendi yankını duyarsın.
Zor zamanlar, insanı şekillendirir derler. Ama kimse, o şeklin nasıl kırıldığını anlatmaz. Ruhundaki çatlakları kimse görmez, çünkü insanlar yüzüne bakar, derinlerine değil. Ve sen, o çatlakları onarmak için çabalarsın. Ama bir şey eksik kalır. Hep bir şey eksik.
Yine de, o sessizliğin içinde bir kıvılcım ararsın. Küçük, zayıf bir ışık… Belki bir umut kırıntısıdır, belki sadece alışkanlık. Ama bir yerlerde hâlâ nefes alıyorsan, bu, içindeki bir parçanın hâlâ pes etmediğini gösterir. Belki çok küçük, belki çok zayıf bir parça... Ama o parçayı hissetmek, bazen karanlıkta yürümeye devam etmek için yeterlidir.
Unutma, bu karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, en küçük ışık bile bir fark yaratabilir. Ve sen, en karanlık anında bile, o ışığı taşıyorsun.
Asaf Eren TürkoğluKayıt Tarihi : 13.1.2025 10:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!