coşkuyla yaşananlara kaza dediğimizde canımız yanmaya başladı. önce acıyla sonra şefkatle silahlanabildik. mühimmatları tanıdık, samimiydik. savunmayı öğrendiğimizde hatırladığımız pek az insanın gerçek olduğunu bildik. epey vakit geçirdik.
yüksek sevgi ya da nefret ihtiyacıyla başa çıkabilmek için
insanın içi dışına çıkmalıydı.bu cesaret gerektirirdi, kolay iş değildi. işlem sırasında akla gelmedik beklenilmeyen yığınlar oluşuyordu. yığının muhteviyatı çeşitlilik gösteriyordu.bu savaş halinde sıkılganlar ya da saldırganlar birbirine üstünlük sağlayamıyor, kazanan bilinemiyordu. eşitlik çok nadir ve değerli bir şeydi.
tam olarak kişinin elinde olmayan bütüne ait ama kişilere özeldi.
biraz daha matematik ile etliye sütlüye karışmayan az biraz geridekileri önemseyen bir yönetim şarttı. fakat herkes istisnasız imtiyaz belgesi istiyordu. herkes durmadan kaybediyordu.
ben kalbi açık bir bencilim, açgözlüleri ve pısırıkları sevmez, coşkuya inanırım. ve şaşkın bir işbirlikçiyim,
ben evrime inanıyor muydum?
Kayıt Tarihi : 9.7.2016 18:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Demet Taşocak](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/07/09/zor-sorulari-buyutmeyelim-yesillenelim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!