Kömür karası sabah, liman sessiz bekler.
Biz el ele yürürken
rüzgar saçlarına dolanır, gözlerimiz denizle konuşur.
Senin gözlerin fırtına, saçların serin rüzgar.
Benim ellerim taş ve toprakla yoğrulmuş;
her yorgunluğum, her nefesim
karanlığın derinliğinde sessiz bir ateşe dönüşür.
Kuyulardan yükselen gölgeler ağır,
her çığlık umut kadar kırılgan.
Biz, Zonguldak’ın taşına, kömürüne, denizine karışmış bir sevdayız;
her adımımız şehrin damarlarında titreşir.
Martılar çığlık atar limanda,
rüzgar tozunu omuzlarımıza bırakır.
Küçük kahvelerde, bir bakışımız
tüm şehrin karanlığını deler ve ışık olur geceye.
Her gülüş, her dokunuş taş, kömür ve demiri deler;
aşkımız karanlık kadar derin,
yıldız kadar parlak,
rüzgar kadar özgür.
Kıyıların sessizliğinde, limanın dalgalarında
ellerimiz ayrılmadı,
ve sevdamız, karanlığın ve imkansızlığın içinden
yine de vazgeçilmezdi.
Kayıt Tarihi : 15.11.2025 21:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!