Cumhuriyet:
Aristo, cumhuriyeti; "Umumun menfaatini gözeten halk idaresi" diye tarif eder. Montesquieu ise, cumhuriyet rejiminde üç ana kuvvet (yasama, yürütme, yargı) bulunduğunu; bunların birbirine karşı bağımsız ve denetleme esasına göre işleyen, başında seçimle gelmiş yöneticilerin olduğu siyasi rejim olarak ifade etmiştir. 1789 yılında Fransa’da vuku bulan ihtilalle Avrupa’daki zalim krallık rejimlerine tepki olarak doğmuş bulunan cumhuriyet rejimi, zamanla cumhuriyete tamamen zıt rejimler tarafından, gerçek yüzleri örtmek için kullanılmıştır.
Cumhuriyetçilik fikri avrupa aydınlanmasıyla ortaya çıkmış ve giderek tüm toplumlar, tanrıların yer yüzündeki temsilcileri olduklarını inandırdıkları toplulukları yöneten egemen sistem kabuk değiştirerek, TANRILARIN yeni temsilcileri olarak ortaya çıkmıştır.
Öyleki; ilkel zamalarda kendi yaptıkları putlara taban YIĞINLAR bu kez, daha ilkel ve daha SAHTEKAR yöneticilerin gökyüzündeki tanrının YERYÜZÜNDEKİ temsilcileri olduklarına toplumu inandırmışlardır.
Ve tanrının yer yüzündeki temsilcileri; Halka rağmen, halk adına karar verer olmuş, bu mekanizma giderek MAKİNALAŞMIŞ. Ve temeline' ADALET DEVLETİN TEMELİDİR! diye kesin kırmızı çizgiler koyarak HAREMİLER saltanatı arkasına gizlenmiştir.
Bu HARAMİLER SALTANATININ özde adı DEVLETTİR.Özünde ve temeline İNSAN yoktur. İnsan sadece DEVLET için vardır. Cumhuriyet ve tüm diğer kavramlar İNSANIN bilinçini tutsak altına almak için kullanılmış KANDIRMACALARDIR.
Yaşadığımız bu coğrafya da durumun tarihçesi ne kısaca değinecek olursak eğer; Avrupa da yaşanan aydınlanma nın etkisinden ziyade, da ha çok oluşan güçlü ULUSLARIN etrafında irili ufaklı İŞ DE BEN DE VARIM demeye getiren EKONOMİK OLARAK küçük milliyetlerin ULUS olarak var olmayı diğer güçlü ULUSLARIN sömürgesi olmaktan geçtiğinin farkında ve buna DÜNDEN RAZI ve KABUL ederek yapılanmışlardır.
Burjuva demopkratik devrimleri diye adlandırılan bu süreç de bir çok halka katliamlar yaşatılmış varlığını bir şekilde sürdürmeye çalışan bir çok halk da İMHA edilememişse eğer YOK sayılmıştır.
Aslında ULUS kavramı; günümüzde her mahhalede kurulan PERŞEMBE PAZARIN dan faklı bir şey değildir.
Sizin perşembe pazarında ZERZEVAT satılırken. Bu zerzevatların ULUSAL bir pazar kurularak daha çok emek-değer sömürüsü yapılsın diyedir.
Türkiye Cumhuriyeti iş de böyle bir ZERZEVAT PAZARINDA sadece emek ve değer sömürüsü yapılsın diye kurulmuştur.
Bu Cumhruriyeti kuranlar diğer güçlü ULUSLARIN sömürgesi olmaya DÖNDEN RAZI bir kalkışmayla işe koyulmuşlardır. İşe koyulurken, eğemenliği altına oldukları Osmanlı' nın askeri ve yine Osmanlı nın GEMİSİ ile Samsun' a gidilmiş buna önderlik yapan OSMANLI Paşası da sakakatinden asla taviz vermeden tüm gelişmeleri PADİŞAHINA bir bir rapor da ediyormuş da. Buraya kadar herşey normal iken! ! !
Bundan sonra her şey VARSA EĞER tanrıların istediği yada yer yüzündeki tamsilcilerinin TANRI BÖYLE İSTEDİ demeye getirdikleri yasalar-kurallar ve YA DEVLET BAŞA-YA KUZGUN LEŞE tehdit ve zorlamasıyla bir UCUBE CUMHURİYET şekillenmeye çalışıldı.
İşde ben bu cumhuriyete ZOMBİ CUMHURİYETİ diyorum.
Bu Zombi cumhuriyeti İLELEBET PAYIDAR KALMA iddiasında ve bunu ilelebet sürdürme sevdasındadır.
Buna sevda demek, SEVME eylemine hakaret olduğu için düzeltiyorum. (bu na sonra bir ad buluruz, tanrıların yüz yüzündeki bizim coğrafyamız temsilcilerinin TACİZ-TECAVÜZCÜ olduklarına kanaat getirdiğimden)
Bu; ZOMBİ Cumhuriyeti kurulduğundan gönümüze dek, yönetimi altındaki topluluk/yığınlar adına kararlar vermiş ve hatta onların nasıl düşünmesi gerektiği yönünde MÜHENDİSLİK HARİKALARI yaratmıştır.
Giderek; bu coğrafya bir tarlaya, yığınlarda HIYARLARA dönüştürülmüştür.
Ve Ulus olarak PERŞEMBE PAZARININ sınırları çizilerek. Halklara-toplumlara HAPİSHANE ilan edilmiştir.
Evet işde bu ZOMBİ CUMHURİYETİ tarihçesi böyle başlamış ve RESİM DE (abiden çizece bu resmi daha sonra) görüldüğü biçimi almıştır.
ZOMBİ CUMHURİYETİ, tebaasındaki her insanı ÖZGÜR BİREY varlık olduklarını değil DEVLETİ için hıyar tarlasında yetiştirilmiş birer UNSUR olduklarını kabül gördüğünden, O unsurlarında tüm değerleri- inançları-hayalleri- düşleri ile ALAY EDİLMİŞ. ZOMBİLER gibi düşünmeyen her kes ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞTİR.
Varlığını KAN ve GÖZYAŞI üzerine inşaa eden ZOMBİLER hiç bana/bize sormadan yasalaştırdıkları BABAYASA ile sittin sene daha sürdürmek istemektedirler bu ZÜLMÜ.
Hekim Coşkun
(Devam edermiyim bilmiyorum)
Kayıt Tarihi : 20.11.2012 00:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!