Derin köklerde birleşmiş,
zifiri karanlığın göçebe hali.
Ve biz, zamanı bin bir parçaya bölüp,
akreple yelkovan arasında mekik dokuyoruz.
Ki parmaklarımız;
müebbet yemiş mahkumlar gibi yılgın.
Gözlerimiz her anın eksik yaşanan bekçisi.
Camlarımızda korkuyla beliren ölüler,
ay ışığında bilenir sessizce.
Ve kediler her telden çalmasını iyi bilir,
mırıldanırken en hazin sonlarını.
Sancılı alnımızdaki kuş resimleri;
böyle pişman durmasa,
ve gece, insanın damarlarına
böyle zehir yeşili sızmasa,
çoktan salmıştık alevden yıldızlara
camdan uçurtmalarımızı.
Ve asmıştık tek tek duvarlarımıza,
zamanın gıcırdayan kağnısını.
Kayıt Tarihi : 11.11.2007 17:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Anıl Cihan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/11/11/zmani-gicirdayan-kagnisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!