Hangi zamanın sürgünüyüm bilmem
Ziyan edilmiş sevgiler atlasında
Dağıldım uzayan yılların eteklerinde
Sızlayan yanlarımla
Ne ben unutuldum bu yangın yerinde
Ne de kazdığın mezar.
Aşkın kutsanmışlığına sığınmak varken
Niye yasaklı sevdalar
Babil sürgünüyle sınanmış yalnızlığım
Ne yana dönsem bıçak sırtı
Batar
Duraklar, caddeler, sokaklar, şehirler
Yalnızlığa mahkûm hepsi birer birer
Yokluğun aynasına düşen gölgenin avuntusu…
Evvel ahir hafakan hep hafakan
Kaç an zaman oldu kaç zaman an
Bilmiyorum
Sıla mı yakar
Gurbet mi yürek burkan
Kendimden uzaklara çıkan kapılar
Her daim açık da
Sürgülü içe döndüğüm yapılar
Kaç sıla yaşadım adı memleket olan
Yine de ondurmadı hiçbir merhem
Acıyan yanlarımı
Mum gibi damladı şiirime kan
Gecede karanlık sustu…
Kayıt Tarihi : 21.6.2006 13:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!