Bana kalemimin ucunu
Gösterip çekilse bir kuş
bilirim yazacağımı:
Mavi bir şehri
henüz orduların girmediği
Ağaçtan ve taşlardan yontulmamış
Bir süre aynada düşündükten sonra
Sözcüklerin rüzgarına bıraktım kendimi
Zaman derin yarıklar açarak
Her gün yeniden yaratmakta ölümü
Şehrin ışıkları yanıyordu
Alnımı ovuşturdum
Bir şahin gibi aktım tepeden aşağı
Bir ferahlık aldı içimi
Henüz aydınlanıyordu sular
Yüzümü dinlendirdim suların derin aynasında Düşündüm
Ben böyle büyüdüm bu akşamlarda
Sessizliğin ormanında ve yalnız
Çığlığımı boğdum ve sarardım camlarda
Kimseler görmedi ve bilmediler beni
Ben böyle hep yalnız yaşadım seni
Babamla telefonda konuştum
Sesi boğuyordu beni
Çekiliyordu nefesim
Baba yapma n'olur
Dur! Diyemiyordum
“Ben gamlı hazan”
Dilimde şarkısı elemin
Yürüdüm bir sonbahar mevsiminin
açıldıkça daralan
Ölüme çağıran sokaklarından
Güvercin kanatlı yükselişim
Düş gibi ağıyorsun yüreğimin istüne
Bir ışıyor bir ışıyor yüreğim
Kimsesiz çocuklar geceyi bölüşüyor
Düşüyor ırmaklardan bile gür saçların
Kirpiklerinin üstünden yüreğime
Üzerimde uçuyor kuşlar
Bildiğim bu:
üstümde uçuyor kuşlar
Gök ansızın parlıyor
Annemin öğrettiği dua
doluşuyor içime
Sen gece olmasaydın
Ben yıkamasaydım yüzümü ayla
Akmasaydı yıldızlar dursaydı zaman
İçim ürperir miydi yine
Sen gülün rengini düşürünce içime
Siz benim açmamı sağladınız
İçimdeki kutuyu
Sırlarım saçıldı ortaya
Derin bir bahçe gibiydi kalbim
Bir gül kokusuyla belirdiniz önce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!