Zirve Söz Şiiri - Mehmet Erdoğan 3

فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ

(Fe elkâhâ fe izâ hiye hayyetün tes'a)
Musa da onu bıraktı. Bir de ne görsün. O bir yılan olmuş koşuyor…(Elmalı Tefsiri)

Ayeti kerimesinde. Musa (as.) Asasıyla gösterdiği mucize anlatılır. Burada Allah asanı yere bırak, der, Musa as. asayı yere bırakır. Bir anda asa hareket eden bir yılana dönüşür.

Ayet iki kısımdır. Birinci bölüm " fe elkahâ fe izâ" bölümüdür. Asayı bıraktığı zaman ne görsün, anlamına gelir bu bölüm. İkici kısım "Hiye hayyetün tes'a" bölümü dür ki " o bir yılan olup koşuyor" tasviri yapılır burada. Dikkat edilirse ayetin arapçasında "ilk bölümde" beş altı tane elif ve lâm harfleri karışık bir şekilde vardır. Bu harfler adeta asayı temsil etmek için sıralanmış gibidir. Daha sonraki bölümde bir tek elif veya lâm yoktur. Çünkü asa yılana dönmüştür.
2-Dikkat edilirse "izâ" kelimesinin sonundaki elif adeta havaya atılmış bir asayı hatırlatmaktadır. Hemen ondan sonraki kelime "hiye"dir ki kıvrılmış kuyruğuyla iki gözlü kobra-misal bir yılanı tasvir eder .
3- Bu yılan ayetin sonunda hareket ettikten sonra "Ayn" harfinde göğsünü şişirerek gardını almış kızgın ve öfkeli bir yılan şeklinde durur.
4- Ayetin birinci bölümünde havaya kalkan bir şey tasviri musikide sesler ile verilirken, ikinci bölümde kıvrım kıvrım akan giden ve en son başını kaldırıp "tes'a" kelimesi ile tıslayan bir yılan tasviri kelimelerin musikisiyle göz ve gönüllere takdim edilir.

Dikkat edilirse bu ayette musiki mana ve şekil birlikteliği ile bir olay kısa ve özlü veciz ve muciz bir şekilde bizlere anlatılır. Sanki sinemada olayın nasıl vuku bulduğunu seyreder gibi oluruz. İşte kısacık bir ayette bu kadar söz ve belagat uyumunu ne bir ümmi zat, ne okuma yazma bilen hatta beyan, belagatı kolaylıkla ortaya koyabilen bir insan, hatta bin insan, hatta ve hatta bütün insanlar birleşseler yapabilir. (Söz ustaları, şair ve yazarlar bu işin zorluğunu herkesten iyi bilirler.) Elhasıl bunun, insan sözü ile zerre kadar alakası yoktur. Çünkü insan birini düşünürken diğerini, diğerini düşünürken öbürünü kaçırır. Yani aynı anda bunların hepsini bir arada özlü bir şekilde, veciz tarzda anlatamaz. Musikiyi yapsa konuyu kaçırır. Konu düşünse harflerin şekil ve duruşlarıyla vuruşlarını yitirir. Ya da Museylime gibi saçma sapan bir olayı anlatmaya kalkar. İşte bu söz, binler beyan ve belagat denklemini bir arada çözen, sonsuz söz ustası bir zatın sözü, beyanı olabilir ancak…Yani Allah kelamı…