Çocukluğumda, sürekli ağaçtan düşerdim.
Karnım ve kolum yarılmış, dallarda asılı kalmıştım. Lakin hiç vaz geçmezdim. Çünkü o ağacın en tepesine tırmanmaktan haz alırdım. Yükseklerde gezinirken ne hissederdim, hatırlamıyorum.
Çocukluk işte...
Düşeceğini bile bile tırmanmak, can acısını umursamamak, korkmamak..vs.
Cesurdum evet ama bilmiyordum.
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Devamını Oku
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Zirve Yolcusu diye bir şiir kaleme almıştım. Ben de orada yüksek makamlara yani zirveye çıkanların başlarına gelenleri, yaşadıkları zorlukları yazmıştım. Siz de harika şiiriniz de ağacın zirvesine çıkarken başa gelenleri kaleme almışsınız. Demek ki tüm zirveler çok tehlikeli yerlermiş. Belirttiğiniz gibi kökümüzden uzaklaşmamak gerekir.
Güzel bir şiirdi.
Kaleminize gönlünüze sağlık.
Tebrik ediyorum.
Daha nice zirvelere kutlarım hakikaten çok güzel bir şiir yüreğinize kaleminize sağlık saygı ve selamlar efendim esen kalın
O dallar, hikayede işte...
"Güven vermeyenler..."
..
İnsanın ona rağmen bildiği yolda yürümesi, hep zirveleri amaçlaması da tam tersine, "kendine güvenmesi" işte!
Tezat gibi ama..
Yaşamın ta kendisi...
Tebrikler Emine Hanım..
Kesinlikle öyle...
Teşekkür ederim
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta