Oysa
Kaç kez söyledim durdum
Her söylediğimde bir sözcüğü eksiltmekten korkar olduğumu
Hiç konuşmasam öteki sözcüklerin küseceğini de
İçimdeki hangi ince suların sesinde yankılandığını
Ve ak göklerce bulutun oynaştığı gizemlerin kokusunu
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Aşka, özleme ve sevgiliye yazılmış en güzel dizelerdi...
Kutluyorum çookk
Saygılar
Olacak şey değil. Bu şiir şahaser.
Tebriklerimle.
Hüznün burgacında, yaşama tutunmaya çalışılırken yazılmış bir şiir belli... Öylesine duyumsanarak işlenmiş.
Kutluyorum.
Şiirdeki içtenlik, sevgiliye duyulan hasretin çağlayıp taşması yüreğinizden bir başka güzel anlatılmış şiirinizde,kutluyorum şiiri ve şairi,saygıyla...
Sevgili Arslan şiirlerinizi okumak büyük bir zevk.Saf ve duru bir Türkçe duygular felsefi bir yaklaşımla kucaklaşıyorlar her zaman.Bu şiirinizdeki yaklaşım yani aşk daha başka nasıl anlatılabilirdi ki.Şiirler sığınarak mı..mehtap yangınlarında mı..derman kalmayan anlatılayaman duygularda mı..yaraya saplanan zıpkınlarda mı..harikaydı üstadım tebrik ediyorum saygılar.
Anladım ki
Bütün sellerin sorumlusu
Yağmurlar falan değil gözlerinmiş meğer...
Yoksa o hüzzam şarkı dolanır mıydı dilime
‘’Seni,sesini,gözlerinin rengini…’’
İşte bundan iki gözüm
Yüreğimdeki buz dağlarının sessizce büyümesi
İşte bundan…
Çok güzel, çarpıcı bir bir final ve yüreği coşturan ve yeri geldiğinde buran bir sevi şiiri okudum Necdet Bey, yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Şair bu güzerl dizelerinde aşkın, sevdanın ancak aşk tezgahlarında özenle dokunulacağını dile getiriyor. Bu muhteşem içselliğin titreşen duygusal boğumlarında yaşamın bir sevda oluşu, sevdanın yaşam olşu, özellikle şairin yaşamı anlayan duruşu başarının gizemini deşifret etmektedir. Sevmenin özel bir anlam olmasıyla yola çıkan usta, yaşama bağışıklık kazanmanın da sevgiden farksız olduğunu dile getirken betimleme gücünün sergilendiği dizelerinde damağımızdan tadı eksik olmayacak şirselliği, en küçük ayrıntısına kadar belirleme özelliği göstermiştirr.
Şiirsel kılgının özünde kişisel iç duyumsamayla dış dünyamızın algılarını birleştirme, insan yaşamını ufkun en yüksek çizgilerine taşıma başarısı vardır. Bir değil, bir çok kez okunsa okumaktan insanın asla yılmayacağı bu güzel çalışmayı içtenlikle kutluyorum. Özel listemde ve tam puan.. alkışlarımi, sevgilerimle.
Bu şiir beni öylesine çarptı ki, denizlerde vurgun yemiş gibi öylece kalakaldım. Şair, sevgisini, içtenliğini öylesine derinden işlemiş ki, onun şiir nakışları sizin yüreğinizi harmanlıyor. Adeta kendinizden geçiyorsunuz.
Çarpıcı, etkileyici, sımsıcak bir şiir dili...Yüreğinize gümbür gümbür dokunan ses dizgesi...Her bir sözcüğün birleşiminden doğan şiirin bağlamı...Sizi de tıkı zıpkın yemiş hale getiriyor.
Bu şiir son yıllarda okuduğum en görkemli şiirlerin başında geliyor.
'Oysa
Kaç kez söyledim durdum
Her söylediğimde bir sözcüğü eksiltmekten korkar olduğumu
Hiç konuşmasam öteki sözcüklerin küseceğini de
İçimdeki hangi ince suların sesinde yankılandığını
Ve ak göklerce bulutun oynaştığı gizemlerin kokusunu
Tülü aralayınca bulduğum gözlerine
Işınladığımı nerden bileceksin '
Örneğinde görüldüğü gibi sımsıcak, sizi içten vuran şiir dilinin büyüsü... Tıpkı NAZIM'ın şiirlerinde olduğu gibi Türkçenin duru pınarlarıyla yıkanıyorsunuz. Onu kana kana içtiğiniz halde hiç bir zaman doymuyorsunuz. Çünkü Türkçem artık size ses olmuş, söz olmuş, şiir olmuştur. Böylesine çarpıcı bir anlatımı son yıllarda başka hangi şiirde okuduğunuzu düşünüp bulamıyorsunuz. . ŞİİRE hayranlığınız gittikçe artıyor.
Ancak NAZIM HİKMET'İN ŞİİR BÜYÜSÜNDE VE ŞİİR DİLİNDE RATLANABİLECEK BU GÜZELLİĞİ okuma mutluluğuyla kendinizden geçiyorsunuz.
'Daha dün,bu sabah,biraz önce
Yüreğime usulcacık dokunuyorken
Çekmen var ya ellerini birden
Darağacında sallanır gibi
Loş avlu boşluğunda başka bir infaz
Yonca çiçekleri gibi ışılayan gözlerin için
Kaç Zühre yıldızını en ulu vakitlerinde buruşturarak yırtıp attığıma dair
Nar taneli buse dokunuşlarıyla uyanılan sabahlarda
Okyanuslardan da büyük andlar içtiğime inanır mısın '
Şiirdeki imgelerin özgünlüğüne bakın.Daha önce hiç bir yerde bulunmayan ve ŞAİRE ÖZGÜ bu imgeler sizi derinden yaralıyor. Etki gücü çok yüksek parçalı bir bomba gibi yüreğinizi kanatıyor.İşte size iki özgün imge örneği.
'Loş avlu boşluğunda başka bir infaz, ' ' Yonca çiçekleri gibi ışılayan gözlerin için '
...
'Anladım ki
Bütün sellerin sorumlusu
Yağmurlar falan değil gözlerinmiş meğer...
Yoksa o hüzzam şarkı dolanır mıydı dilime
‘’Seni,sesini,gözlerinin rengini…’’
İşte bundan iki gözüm
Yüreğimdeki buz dağlarının sessizce büyümesi
İşte bundan…'
Şiirin finali de şiire yakışan güzellikte bitiyor.Siz şiirin etkisiyle krndinizden geçiyorsunuz.
Bin kez, ' helal olsun böylesine güzel şiiir yazan yüreğe ' diyorsunuz.
Hasretin bu kadar yoğun yaşandığını bilirim bilmesine ama bu kadar 'şiire yakışacağını' tahmin bile edemezdim...
Şiirdeki içtenlik, sevgiliye duyulan özlemle birlikte adeta duygu seline dönüşmüş... O seller 'yağmurlardan değil, dağ taş aranan 2.tekilin gözlerinden' akmış içeriye...Ve anlatamamanın ızdırabı 'zıpkın olup yaraya batmış adeta...'
Finale gelirken, temayı müziğin sihirli dünyasında sahiplenen bir 'hüzzam şarkı' dolanmış dile...'Seni, sesini, gözlerinin rengini...' Ve içten geçeni... 'Unutabilsem...'
Ne mümkün unutmak! Yürekte soğuma olsa bile... Yoklayıp duracak gibi 'zıpkının' darbesi...
Şiiri anlattım galiba... Böylesi bir şiire 'yorum anlamında' ne katılabilir ki? Derin bir aşkın buruk tadı işte...
Her anlamda mükemmel bir ifade zenginliği, duyguyu çarpıcı biçimde geçiren yerinde imgelerle, akılda kalacak, okundukça o 'buruk tadı' hep verecek bir şiir...
Tebrik ederim Necdet Bey... Tam puanla özelimde yer alacak şiiriniz... Başarılı çalışmalarınızın devamı dileğimle... Saygıyla, muhabbetle...
4. ve 6. kıtalarınız çok hoşuma gitti tekrar tebrikler
Bu şiir ile ilgili 66 tane yorum bulunmakta