ZİNNUR ABLA
Mahallemizin bekçisi
Sokağımızın çöpçüsü
Çocukları süpürgeyle kovalayan
Mahallenin en yaşlı kahyası
Ablaların ablası
Zinnur abla
Aklım başıma erdiğinde
Kapısının önünden geçerdim
Evini merak eder
Karşıdan seyrederdim
Sen gizemli bir kadındın
Zinnur abla
Arabaların biri gelir biri giderdi
Hep dostların yabancı kişilerdi
Meraktan çatlardım da bu ne iştir diye
Hiçbir şey soramazdım
Baba yasağı her şeyi engellerdi
Sen bir bilmeceydin
Zinnur abla
Bir sürü kedilerin vardı
Paran bol ama elin dardı
Altında yamalı bir don
Her gün süpürürdün sokağını
Sokağı temiz kendisi pasaklı
Perişan bir kadındın sen
Zinnur abla
Çok merak ederdim gelinliğinle atlas yorganını
Baban yavermiş padişah vermiş bu armağanı
Hiç görmedim senin içten güldüğünü
Mutsuz bir kadındın sen
Zinnur abla
Bir zamanlar çok güzelmişsin
Mahallenin gençlerine dudak büküp gülermişsin
Bir nişanlın varmış süvari
Sen de ata binip gezermişsin
Gezermişsin Badın vadisini
Kötü bir olay geçmiş başından
Bir daha sevmemişsin hiç kimseyi
Kaderin kötüymüş
Zinnur abla
Orman müdürlüğünde memurdun
Uzaklardan bir damat adayı buldun
Konu komşu görmüş çeyizini
Her şey hazırlanmış göremedik düğününü
Hiç görmedim gözlerinin güldüğünü
Sen kadersiz bir kadınmışsın
Zinnur abla
Şimdi yoksun evin virane sokağın virane
Kedilerin perişan oldu hepsi avare
Menekşelerinde boynunu bükmüş kederinle
Kimsesiz bir kadındın yalnız kaderinle
Sen çok yalnızdın çok
Zinnur abla
Ben seni hep uzaktan severdim
Mahalleye gelince hoş geldin ne haber derdin
Gelip geçerken hep seni seyrederdim
Elinde süpürgen altında yamalı donun
Süpürgeye yaslanmış yaşlı ve yorgun
Sokağın da perişan artık sen yoksun
Mutluluğu bulamadın arayıp durdun
Mutsuz bir kadındın sen
Zinnur abla
Kayıt Tarihi : 26.12.2004 23:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dr İbrahim Necati Günay
TÜM YORUMLAR (1)