Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
'Öp beni alnımdan,sen öp seccadem'...
Sarıyer'deki bir köşkte beşiğinden, ailesini velveleye vererek ebede kadar yuvarlanır Necip Fazıl, iki yaşındayken hem de.. ve sonrası hastalıklar; bu kadar hastalık bir çocuğu ya öldürmeliydi ya da Şair yapmalıydı, ölmedi Necip, oldu..
Bence o yuvarlanışın çocuğudur Necip, o yuvarlanışın Şairi. Ancac ve elbette, Necip Fazıl gibilerin zindan günlerinde solcu tutuklularla neden bir işbirliğine gitmedikleri elbette derin bir sorudur bende..
Sorunun derinliğinin nedeni sadece bu değil elbet, daha sonra Halide Edip, Refik Halit ve saire isimlerle aynı dergilerde ve mecmualarda yazması..Dahası şiirlerinin kabul edilmesi..
Onunla karşılaşsam biraz borç para isterdim..
Hayat, biraz da Şarbon felsefesi..girift.
Edebiyat tarihimize damgasını vurmuş Necip Fazıl Kısakürek Üstadımızın şiirlerinin toplandığı ÇİLE isimli kitabı elimde en çok eskiyen kitap olarak kütüphanemde daima gözümün önünde durur. Gerçekten çok güçlü bir şair. O kadar güçlü ki, ben şairlerin şiirlerini arka arkaya okurum ve duygularını yakalamaya çalışırım. En sona Üstadın şiirini bırakırım. Çünkü onun şiirinin üstüne hangi şiiri okusam artık bana zevk vermez. Ruhumu şiirlerle rengarenk boyadıktan sonra Necip Fazıl Kısakürek cilası çekerim üstüne... Tatlının üstüne konulan kaymak gibidir onun şiirleri.
Sakarya şiirini her okuduğumda ağlarım, Çile şiirini her okuduğumda içimde bir şeyler kaynar, buharlaşırım, Kaldırımlar şiirlerinde iç dünyama yolculuk başlatırım, Zindandan Mehmed'e mektup şiirinde mukavemet kazanırım. Beklenen şiirinde iki kıtada bir roman okurum.. Hangi birisini okusam ruhumu ve fikrimi besler.
Kısaca Üstad bazı şairler gibi, bir sürü şiir yazıp içlerinden kaliteli olan bir-iki tanesi ile meşhur olmuş, diğerlerini bu bir-iki şiirinin hatırına okutan bir şair değildir. Her şiiri, iki satırlık olanları dahi sanat değeri taşıyan çok kuvvetli bir kalemdir.
Allah rahmet eylesin. Antoloji seçici kurul üyelerine de teşekkürü borç bilirim. Herkese saygı ve sevgilerimle..
HHİÇ BİR USTANIN VE SANATÇININ YAZAMAYACAGI ŞEKİLDE DURU YALIN İFADELERLE ŞİİR YAZAN EN BÜYÜK ÜSTADIN ÖNÜNDESAYGIYLA EGİLİYOR VE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM.
Allah düşürmesin düşenlere de sabır versin tabi buraların bir ismi de Yusuf un mektepleri derler değerli usta ya da Allah rahmet etsin
Yaşamak,görmek va anlatmak,
Bu şiiri severim. Zira size iyilik olsun diye emir eri askerler 'yattığınız yeri hergün soğuk havanın yanında ıslak hava olsun diye temizlik bahanesi ile ıslatırlar.'
Tam bu hava da bu şiir iyi gelir.
Seni zahiren mahkûm edene tenezzül etmemek var:
' Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! '
Zulüm eden mendeburlara tenezzül 'zûl' kabul edilmiştir.
Bu şiir yaşanmış bir hayatın terennümleridir.
Mekanı cennet olsun ÜSTADIMIZIN.
Mehmet YUSUFLAR
Türkçenin en çok ses getiren ilk 100 şiiri içinde kabul edilebilecek bir şiirin keşke orijinal yazım formuna riayet edilseydi..
Bunun dışında , bu kadar önemli bir şiir hakkında kalem oynatmak ne haddimize..
saygılarımla
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Nur içinde yat sen ey koca adem
-anca o kadar-
zindan iki hece
altı hücreli
her biri dipsiz karanlık kuytu..
çıkacak delik ararsın
yolacak kireç
oyacak duvar
illa ki
bulamazsın..
bir haykırış ki
nefesine hükmü geçmez..
döner durursun kendi çapında
ama o çap
sana yetmez..
ayakta durduğun yerde
yıkılırsın..
iki büklüm per perişan
bir de korkaksın..
bir kahve kokusu alırsın
anca o kadar..
dibi kuru
eflatun bir dere hayalinde..
derenin dibi çorak umutlarından
rengi de son gördüğün dilberden
yadigar
işte anca o kadar..
yediğin son lokma
aş erdiklerine söve söve çiğnenir hala
kayış misali tatsız tuzsuz bir deri..
kimden sonra
hangi ara
aralarsan arala gözünü..
hepi sapı topu..
yana yana yanar döner..
anca karanlığa ulursun..
edison un ruhu bile duymaz
seni olsa olsa
anan duyar bir de gardiyan..
lafı bile olmaz ne demek
önden sen buyur
kıymeti mi var artık önceliğin
liderliğin
fasaryanın
falanın filanın fistanın..
sen özgürlükten haber ver
dur!
önce benim sana üç iyi haberim var..
yeni bir zindan yaptırdım
daha ferah oksijeni de bol
dilediğin kadar dön kur düşle barın..
anla işte!
güle güle yıllan..
köyden biri gelmiş
anan sizlere ömür duymaz artık
rahatça haykır tepin bağır..
yeni gardiyan fevkalade sağır
etti üç..
işte anca o kadar!
Bu şiir ile ilgili 216 tane yorum bulunmakta