Ölüm gibi sessiz zindanda zaman,
Hiç söz dinlemez akrep ve yelkovan,
Sanki inatla tersine akar an,
İşte o an ruhumda başlar isyan.
Buralarda bambaşkadır yıl, ay, gün
Ranzadaki geceler ayrı bir gün,
Avludaki gündüzler ayrı bir gün,
Sanki ömür, aç kalınan bir öğün.
Güneş ve ay hiç uğramaz zindana,
Bulutlar bile yüz vermez insana,
Zaman desen gömülür karanlığa,
Umut kalmaz beklenen aydınlığa...
Ne saatler anlar, gecede seni,
Ne de takvimler aylarca derdini,
Ne gardiyanlar anlar isteğini,
Ne de sevdiğim dediğin, sevdiğini...
Bir aşk şarkısı dondurur zamanı,
Hayallerinle yaşarsın o anı,
Bir mazgal sesi bitirir hülyanı,
Uyanırsın bitirmeden rüyanı...
Bir kalp ki, hasret acısıyla yanan,
Gözlerden akan gözyaşı değil, kan
İsyan etse de ruh, beden ve mekan,
Yine de umursamaz seni zaman...
Saatler ki duvarları kemirir,
Tüm zaman inatla sana direnir,
Kör ve sağır dünya, sana bilenir.
Sen yanarsın, ruhsa tel tel erir...
Özlenen gözlerde aç bir bakış,
Beklediğim dillerdeki haykırış,
Zaman desen , akarken karış karış,
Zülfikar'a yaşatır kara bir kış...
İŞTE O AN;
Tabut olur, dört duvar, bir çatı denen ZİNDAN...
Kayıt Tarihi : 30.1.2024 01:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!