İçimi ansızın kavuran karanlıklara yasladım başımı,
Bu son gecede,
Parmaklıklar ilk defa bu kadar kırılgan oldular bana,
Hapishane ey hapishane,
İçime gömülü bir bahçem sefil,
Yüzüme gülen bir gardiyan,
Görmez oldum güneşin o saf yüzünü,
Pencerem parmaklı pencerem,
Seyre durur geçen telaşlı insanlara,
Bir serçe konar pencereme ürkek aç,
Uzanır ellerim kanatlarına alır ellerim,
Bir lokma ben alırım bir lokma o aynı tastan,
Avluya düşer yolumuz gece kararır,
Göstermez güneş yüzünü,
Ansızın çıngıraklı düdük,
Sayım var hizaya dizil,
Adı Mustafa yanımdaki koğuş,
Ağlamaklı gözleri ben yapmadım diye bir haykırış,
Ansızın kapanır parmaklıklar,
Koğuş karanlık bir zindan,
Gardiyan yavaş yavaş yaklaşır yanıma,
Yarın son gecen,
Herkes mahsup bakar yüzüme,
İşte ışıklanıyor hava vakit ha geldi gelecek,
Gardiyan gözükür uzun koridor başından,
Yavaş yavaş yaklaşır kapıya,
Ayak sesleri rap rap açılır kapı,
Vakit geldi,
Yavaş yavaş yürürüz o bitip bilmez koridorda,
Bir avluya çıkarırlar beni,
Geçer boynuma urgan,
Sandalyem ey sandalyem,
Ansızın kayar ayaklarımdan,
Son bulur ölüm san bulur bekleyiş,
Güneş çıkar ansızın yayılır avluda işte ben o zaman özgürüm.
Acı bir haykırış.
28.08.2005
Muhammet Faruk KocaKayıt Tarihi : 29.8.2005 19:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammet Faruk Koca](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/29/zindanda-olum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!