Zindan Ve Gurbet

Talan mevsimi
güdümlü fırtına
gelir her on yılda bir
patenti belli vurguncularla
tomurcuğa uyanmış filizlerime
atar tırpanını
o duyarlı
o çelik
en aydınlık yanım
kana boyanır
zindan ve gurbet girer şiirime
oysa umudum ve sevincim ozanıyım ben.

Binlerce can/bir yürekte
köylü, işci, öğrenci, aydın/ben olurum
karanlık hücrelerde
İşkence hanelerde
elektrik verilir bedenime
soluğum derinleşir
gözlerimde halkım yanar
gurbette kemikleri korlaşır Nazım’ın
yağar sevdamıza Spartaküs
darağacında Deniz’ler kadar coşkun
St.Denis Bulvarı’nda direncini resimler İsmail Yıldırım
yansır yalımları Anadolu’ya
Ayşe, “Bizim Kadınlarımız”ı çilesidir sürgünde.

Gurbet ve zindan ülkem olur
Şivan türkülerinde
Mavi/mendil düşer Nihat Behram’a
filmleri fırınlanırken Yılmaz’ın
başkaldır şiirim
dağlarda eşkıya olur
sürgünde sürgün verir sevdamız.
…………………………………………….
Sonunda mutlaka çiçeklenecektir
zulüm ve sömürüye rağmen
gurbet ve zindana rağmen
çağın şiiri…

ÖMER CİVANO ÇAKMAKÇI
(Yaralı Coğrafyam / Kerem Yayınları 1989)