Ateş,
Tılsımlar,
Yer ve gök.
Çağıldıyor işte zaman.
İçinde kan kokusu.
Kalabalıklar ve sinek vızıltısı,
Oyacak ruhumu, ince iğnelerle.
Serdengeçti bir halet.
Okyanuslar bilir bunu,
Okyanuslar tanır.
Kaç kez boğmak isterken yaşatmıştı.
O ki asasını yere attığında
Yılanlar zehirlemişti sevgilileri.
Sevgililer dönünce kendine,
Kesti kalbimi bu gerçek.
Geçtim çırılçıplak içlerinden.
Boğazımda eller var gibi,
Tutmayın sükunetimden.
O ki silahsız öldürmek istedi beni.
Üstümde ölüm böcekleri,
Keskin, duygusuz gözlerle.
Âmâ değil,
Âmâ olsa hisseder.
Kasıtlı belki.
Sesler Onun emrinde,
Duygular Onun.
Görme demiş olmalı.
Bu iniltiye nasıl lâl kesilir?
Sesler kayboldu belki.
Ellerimden karıncalar tuttu da,
Neden bu dostça tavır dedim.
Oysa düşman bu hava bile.
İçinden çıkılmaz düşünceler,
Asırlık yorgunlukla,
İşkence eder Nil'e.
Kayıt Tarihi : 20.3.2019 13:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)