Zindan; iki heceyle alemi bir kabre çevirdiler!
Zindan deyince akla ilk ne gelir, neler zuhur eder gözlerin önünde?
Loş karanlık, dört duvar ve demir parmaklıklar! Küçücük bir cam, nemli ve ağır kokulu, pis hava! İnsanın içine zehir gibi çöken ve ıstırabı gün be gün katlamaya memur olan bela; yalnızlık! ..
Zindan başka neler hatırlatıyor? Anahtar şıngırtısı ve iskarpin takırtısıyla, ara sıra yoklayan, yüzü bir ölününki kadar hissiz ve tepkisiz olan bir gardiyan, nadiren görünen devlet suretli hapishane müdürü…
Azıcık su, biraz ekmek… ve daim uyku, uyku…
Başka, daha başka? Bir yığın ‘sözüm ona suçsuz’ sabıkalının bağrışmaları, kavgaları, küfürleri…
Gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
Devamını Oku
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta