Zılgıtı Zanlı Duldalar Şiiri - Yorumlar

Mehtap Altan
12

ŞİİR


56

TAKİPÇİ

/aynaya bak/a/mayanların gözlerindeki gün/ahlar
yıldızların avuçlarında kanar.../

iliklerime dek giyinirken figânımı
gülüşümün yüreğimden firar edeceğini
fısıldamamıştı zaman
şimdi

Tamamını Oku
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa 23.03.2011 - 13:18

    'Bakarım bakarım sılam görünmez
    Aramızda yıkılası dağlar var.'
    Karac'oğlan

    Gençlerin imge fırtınası şiirlerini anlayamıyoruz artık; yaşlanmışız demek ki.Gönül hep nazik, nazenin arı duru bir Türkçeyle söylenmiş şiirler arıyor.Oryantalist bakış açısıyla kurgulanan metinlerde bir soğukluk,bir kuruluk var.Konu ne olursa olsun söylemin samimiyeti o metne sanat değeri verir ya da vermez.

    Bir Elazığ manisinde şair diyor ki:

    'Mendili işle gönder
    İşle gümüşle gönder
    İçine üç elma koy
    Birini dişle gönder.'

    Şu şiirdeki samimiyete bakar mısınız?
    Köylük yerde bir aşığın sevgilisinden istediği bir öpücüğün elde edilme biçimindeki çaresizlik neredeyse bizi güldürüyor.Ama gerçek ve insani bir arzu dile getiriliyor.Oysa günümüz şiirinde bir yığın imge,bir o kadar da sözcük yığını var; lakin etkileme gücü daha zayıf sanki.

    Mehtap Altan yetenekli şair; çok daha güzel şiirlere imza atmıştır.Kutluyor,başarılarının devamını diliyoruz.

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 23.03.2011 - 12:40

    sorgu söküğüne attığım her ilmek
    silinemeyen izlerin kabuğundaki inkâr
    ve
    göğün alnına düşüyor
    yalnızlığın iflah olmayan tetiği

    ah zavallı kalbim
    ıssız kalabalığın sancısında küsmelerim

    ....

    şiirlerini begeniyle okuyan biri olarak seni ve şiirini burada görmek güzeldi
    mehtap hanım
    kutluyor
    saygılar sunuyorum

    Cevap Yaz
  • Nupelda Gule
    Nupelda Gule 23.03.2011 - 12:04

    Sayın Kanra545 neyi anlamadığınızı pek anlamış değilim, bilgi dağarcığınızla yarışacak durumda olduğumu düşünmüyor ancak sanıyorum imgeleri başarılı buluşuma şaşırdınız.

    Kusura bakmayın şiirde edebiyatta sizin kadar iyi olmayabiliriz ama duyguların dile gelişindeki ustalığı anlayacak kadar insanız. Asıl siz enson yorumda ne demek istediğinizi birkaç cümleyle açıklarsanız çok sevineceğim, bir kaç kez okudum ama inanınki öze inemedim.....
    Yada bu şiirde anlamsız ukalalık olarak algıladığınız noktayı tam olarak söylermisiniz.

    Şimdi,

    Öncelikle imgenin sözlük tanımını aynen kopyalayıp (bunda bir kasıt yok Türkçede geçtiği gerçek anlamıyla bilinsin diye yazdım)

    imge: yazınsal ürünlerde, özellikle de şiirde dile getirilmek isteneni daha canlı, daha etkili, duyumsanabilir, göz önüne getirilebilir bir biçimde anlatmak için, onunla başka şeyler arasında bağlantı kurularak zihinde canlandırılan yeni biçimler, imge olarak adlandırılır. imge, dış dünyadan alınan öğelerle oluşturulur. dış dünyanın, duyumsamaların ve izlenimlerin zihinde görüntüye dönüşmesi, resimsel bir değer kazanmasıdır.

    Bir örnek; korkunç derecede üşüdüğümüzü ifade ederken kullandığımız iliklerimize sözcüğünden hüznünü son demine kadar yaşadığını, duyumsattı bana, örnekler çoğaltılabilir, yada yaşamla gerdeğe giren acı dolu yanı size hiçbir şey hissetirmedi mi ?

    Cevap Yaz
  • Nupelda Gule
    Nupelda Gule 23.03.2011 - 12:00

    Sayın Kanra545 neyi anlamadığınızı pek anlamış değilim, bilgi dağarcığınızla yarışacak durumda olduğumu düşünmüyor ancak sanıyorum imgeleri başarılı buluşuma şaşırdınız.

    Kusura bakmayın şiirde edebiyatta sizin kadar iyi olmayabiliriz ama duyguların dile gelişindeki ustalığı anlayacak kadar insanız. Asıl siz enson yorumda ne demek istediğinizi birkaç cümleyle açıklarsanız çok sevineceğim, bir kaç kez okudum ama inanınki öze inemedim.....
    Yada bu şiirde anlamsız ukalalık olarak algıladığınız noktayı tam olarak söylermisiniz.

    Şimdi,

    Öncelikle imgenin sözlük tanımını aynen kopyalayıp (bunda bir kasıt yok Türkçede geçtiği gerçek anlamıyla bilinsin diye yazdım)

    imge: yazınsal ürünlerde, özellikle de şiirde dile getirilmek isteneni daha canlı, daha etkili, duyumsanabilir, göz önüne getirilebilir bir biçimde anlatmak için, onunla başka şeyler arasında bağlantı kurularak zihinde canlandırılan yeni biçimler, imge olarak adlandırılır. imge, dış dünyadan alınan öğelerle oluşturulur. dış dünyanın, duyumsamaların ve izlenimlerin zihinde görüntüye dönüşmesi, resimsel bir değer kazanmasıdır.

    Bir örnek; korkunç derecede üşüdüğümüzü ifade ederken kullandığımız iliklerimize sözcüğünden hüznünü son demine kadar yaşadığını, duyumsattı bana, örnekler çoğaltılabilir, yada yaşamla gerdeğe giren acı dolu yanı size hiçbir şey hissetirmedi mi ?

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 23.03.2011 - 11:03

    Nazan Bekiroğlu

    Hendese ve hikmet
    Şu adada, bu parselde, şehrin son çıkışı, son kumsalı, son kıyısıydı. Doldurula doldurula iyice uzaklaşmış bir denizler manzumesinde o da olmasa dalgaların kumsalda nasıl kırıldığını unutacaktık. Ama birden ağır metal gövdeleri, homurtulu iç organları, saygısız ve uyumsuz ayaklarıyla kepçeler, dozerler, genç ve iş bilir mühendisler kumsalın üzerinden geçmeye başladı. Vallahi şimdi. Bu olmadı.


    Ne olurdu bu denize, bu buluta, bu son kumsala dokunulmasaydı. Bu su bulanmasaydı. Gidelim buralardan, desem. Nereye, demezler mi? Dalgaların yaratıldıkları günden bu yana kırılmayı bildikleri bir kumsalın kıyısına. Yok annem, yok öyle bir yer. Öyleyse taşa dönelim şimdi.

    Öncü rüyalar görülmüştü çoktan. Geliyorum demişti. Bedenine nicedir su yürümüş yirmi iki ağaç (saydım), bir otopark ya da benzer bir şey uğruna (yalanım varsa iki gözüm önüme aksın), bellerinin ortasına yedikleri darbeyle yıkılmışlardı yere. İniltilerini duydum, tanığım da vardı. Lüks konutlar saltanatı dört yüz çamın biçildiği yerden başlamıştı. Ve küçük düşler gelip büyük kapıya dayanmıştı.

    İçimde çok büyük bir sıkıntıyla uyandım. Bu rüyanın bir hayra yorması artık yoktu. Kıyametin gölgesi küçük kıyamet. Büyüğü çok geçmedi, koptu. Muazzam ölçüde artmış dünya nüfusunun yaşaması için enerjiye ihtiyaç olduğunu ben de biliyordum. Enerji elde etmenin en kolay yolu gibi görünen nükleer ve onun tekinsiz terminolojisi hakkında benim de beynim ha yıkandı ha yıkanacaktı. Ama böyle olmamalıydı.

    Şimdi sözüm sana. Senin yönetmenin, hani 'imparator' Kurosawa'nın modern insanın evrensel komedyasını sunduğu Yume/Düşler filmindeki sondan bir önceki düşü hatırlıyorsun değil mi? İnsanlığın giderek cinnete dönüşen bir teknoloji takıntısında kendisini yok edişinin hikâyesini anlatan bir kıyamet düşüydü bu. Bir insan bedeni, ipek bir mendilden bile hızlı yokluğa yuvarlanıyordu ama aynı beden, radyasyon taşıyan bulutları kovacak hızı kollarında bulamıyordu. Yüreği kirlenen insan bu noktaya kendi ayaklarıyla kendi hür iradesiyle gelmişti ve radyasyonla temsil edilen teknoloji insanı insanlığından çıkarmıştı. Radyoaktif deneylere merak salan insan doğal olanın yapısına musallat olacak kadar demonlaşmış lâkin onun hırsının sınırsızlığı gün gelip demonu bile ağlatmıştı. İnsan, şeytanı bile geride bırakmıştı sözün özü. Kontrollü teknolojiden bahis, cürümünün bahanesini kuran cerbezeli aklın neticesiydi sadece, sadece bir avunmacaydı. Öyleyse tümden gözden çıkarılması gerekti. Çünkü korkulu düşler görmektense uyanık kalmak daha iyiydi.

    Hikmetini kaybetmiş hendesenin cürümüdür bütün çektiğimiz. Çünkü hırs insana özgüdür, onun mayasında vardır. Aç gözlüdür insan, hoyrattır. Ödediği bedel her defasında artsa da unutkandır. Onun doğasında mevcut olan bu şeytanî enerjiyi durduracak yegâne ise hikmettir. Hikmet, varlığın özündeki düzeni görebilme ve o uyumun dışına çıkmama basireti. Mektebi medresesi yok bunun. Basiret. Yani gönül gözü. Sezgi.

    Hendese (mühendis ile aynı kökten geliyor) evrenin özü aslında, hakkını teslim etmek gerek. Her şeyin incecik hesaplar üzerinde durduğu bir evrende yaşıyoruz. Kaybolan, bir bilinç hali sadece. Hendese, hikmetini kaybetmiştir çoktan. Geçmişler olsun. Hikmetle bağlantısını kesen hendesenin mühendisi, hikmeti kendinden menkul zannediyor. Sınırlar çoktan aşılmış, yükselttiği her yapıda bir parça daha tanrılık taslıyor.

    Benim kumsalıma çoktan dozerler üşüştü. Düşlerim kötü. El'an seni merak ediyorum. Ben düşerim ben ağlarım, yok bu işte. Senin düştüğün yerde bütün dünya, en evvel de senin masum, çaresiz ve çilekeş halkın kanıyor. Şimdi nefesini tutmuş bekliyorsun. Seninle birlikte herkesin nefesi tıkanıyor. Teknolojinin insana konfor sağladığını ama ona huzur katamadığını, depremle baş etsen tsunaminin seni vurduğunu, tsunami ile baş etsen (büyük ihtimalle yakın bir gelecekte bunu da başaracaksın), kendi ellerinle döşediğin borudaki sızıntıyı. Artık görebilecek misin? Yoksa elin ayağın tutup da ayağa kalktığın ilk anda 'Nerede kalmıştık' mı diyeceksin?


    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 23.03.2011 - 10:41


    Sayın arkadaşım Nupelda Gule:Malum Onur Bilge miz sanıyorum şu sıralar dinlenmede.O nun yerine siz şöyle hiç olmazsa birkaç satırını açıklarsanız bilgi dağarcığınızın zekatını vermiş olursunuz.Hem siz kazanırsınız hem biz.
    zahmet olmazsa bekleriz arkadaşım.Selam.

    Cevap Yaz
  • Nupelda Gule
    Nupelda Gule 23.03.2011 - 10:29

    Sabahın köründe antoloji açıp şöyle içimi serinletecek beni kendime getirecek, bahara gebe bu sisli sıkıcı İstanbul sabahında duygularıma tercuman olacak şiir ararım, ara sıra bulurum işte bulduğum güzel zamanlardan biri,

    Günün şiiri olmayı fazlasıyla haketmiş bir şiir ve ne yazıkki sevgili şaire'mizi geç tanımış olmanın hüznünü hissetim bende. İmgeler çok başarılı kullanılmış, yitirdiklerini - figanını acı çeken o kutsal sevdasını boğmadan bunaltmadan çok güzel anlatmış.

    Kalemin daim - yolun açık olsun,

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 23.03.2011 - 10:29

    M.Altan
    Ahmet Haşim ve diğer birçok şairin birleştiği bu şiir anlayışı hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

    A. Karakoç: Şiirin dili okuyanın anladığı dildir. Anlamsız ukalalıkları şiire yakıştıramam, yaklaştıramam. Müziğe yakınlığı, halaya dostluğu veya ritmik motifler taşıması iyi bir şiir demek değildir. Tabii güzel şiir güzel sözle yazılır. Kısacası edepli, edebi, asırlar öteye yolculuk yapan söz şiirdir.

    Cevap Yaz
  • Vahdet Mehmet Güneş
    Vahdet Mehmet Güneş 23.03.2011 - 10:04

    Farklı bir şiir kalem daim olsun-saygıyla

    Cevap Yaz
  • Alpaslan Akdağ
    Alpaslan Akdağ 23.03.2011 - 10:01

    şimdi
    aynasına sığmayan mor heybem
    yarınsız düşlerimi emziriyor
    usul
    usul! ...

    değerli mehtap arkadaşı bu güzel şiir için kutlarım.
    güne damgasını vuran bu özel şeçkinin
    daha güzel mısraların yazılmasına vesile olacağını
    umut ederim.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 81 tane yorum bulunmakta