Hiç susmaz haykırır Deveci dağları.
Yıllardır seyreyler Zile’yi bağları.
Maşat Höyüğü’yle çepçevre kurulmuş.
Çekerek ırmağı suyuyla (1) yunulmuş.
Anadolu’da tek yığma, dolma kale.
(2) Silla adı olmuş; Zela sonra Zile.
Hüseyin Gazi’de Taş Mercimek Tarla.
Sırları paylaşır garip Sivriçal’la.
Maşat Höyük der ki: ben (3) ANZILIA’yım.
Pers tanrıçasının aşk tapınağıyım.
(4) Deri Yeri’ndeki bir (5) Bekimiş Taşı.
Milattan önceki devir 2800 yaşı.
Hitit, Frig, Pers, Pontus, Romalı, Bizanslı;
İlhanlı, Ertanlı, Danışmend, Osmanlı.
Mabet, bilim, sanat kültürün eşiği,
Çağ açıp kapamış uygarlık beşiği.
Ateş Tapınağı, rölyefle sütunlar.
(6) Zela Sikkesinde Sezar’ı muştular.
Yıllar yüzyılları kovalamış durmuş.
1071 yılında Türk’ün yurdu olmuş.
Şimdi gönderinde bayrağı ay yıldız.
Yaşıyor insanlar; sancısız sızısız.
Elhak: Öksüz, yetim; tarihi dokular.
Hani buğday döven, yuvarlak(7) sokular.
Kaşları çatıktır cumbalı evlerin.
Sesi yok kepenkle, paslı zerzelerin.
Hani medreseler; inler uzun çarşı.
Veni Vidi Vici kayıp mermer taşı.
Medeniyetlerin bahçesiyle bağı,
Tarihin beşiği çeyizler sandığı.
Metin FALAY Didaktik Şiirler Metin FALAY Didaktik Şiirler
112 113
Efil efil eser mistik albenisi.
Buram buram tüter manevi cezbesi.
Şairler, yazarlar; erenlerin yurdu.
Tarihi, sanatı, kültürü yoğurdu.
Evliya Çelebi öve öve söyler.
Havası, suları; ruha sefa eyler.
Bahçeler, bostanlar; köşkleri, havuzu.
Zamanı imbikten süzmede (8) rumuzu.
Zela’nın (9) ra’nası dillerde destandır.
Dirlik, beraberlik ecdattan fermandır.
Zamanın (10) Güneş’İ, çaldığı demlerdeyim.
Gönül melül mahzun eski evlerdeyim.
Yankısı, kulaklarda şakşakların sesi,
Bir şeyler fısıldar sırlı menkıbesi
Zile’ye bin kervan; geldi, kondu, (11) yetti.
Kültür, sanat, ilim; ekti, biçti, gitti.
Kayıt Tarihi : 3.1.2016 00:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yunulmuş: yıkanmış. Silla: Asurlular zamanında AMANOS mabedinden dolayı muhterem anlamına gelen kelime. Anzılıa: Eski Hitit yerleşim merkezlerinden birisi. Deri Yeri: Deyr, Kilise yeri. Şimdiki adıyla Panayır Yeri Bekimiş Taşı: Enaıtıs mezhebi; tapınağının, mabedinin kalıntısı Zela Sikkesi: Roma imparatorları, Caracalla ve Severus dönemi sikkelerinde Pers, Anaitis Tapınağı (ateş tapınağı) rölyef ve sütunları. Soku: Taş dibek. Dibekte, havanda dövme işini yapan tokmak Rumuzu: 1.simgesi. 2. Gizli anlamı olan işaretler ra’nası: güzelliği, hoşluğu Güneş’i: somut olarak gök cismi. Şiirde Zile’yi sembolize ediyor. Zamanın Zile’yi harabetmesini anlatıyor. Yetmek: Yetişmek, olgunlaşmak, erişmek, tam olmak. 1- bu şiirde her beyit kendi arasında kafiyelidir. 2- sekizinci beyitteki “eşiği” kelimesi “beşiği” kelimesinin içince aynen kullanıldığı için tunç kafiyedir. 3- Dizilişlerine göre Düz uyaktır. -a -b -c -d -e -a -b -c -d -e şeklinde devam eder. 4- 6+6=12’li hece ölçüsüyle yazıldı.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!