Zile Kalesi Şiiri - Ömer Yüce

Ömer Yüce
36

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Zile Kalesi

ZİLE
KALESİ

Bir garib
gönül yorgunluğu

ya da hüzünle,

Zile kalesinde
avare avare gezerken

taştan burç‘un
yıkık gövdesinde

hayalin belirdi

içim sızladı birden.

Bir kuş bakışı dolaşırken
Zile’nin en ücra dehlizlerinde

yıkık Alpaslan orta okulunun
enkazında rastladım,

vurgun yediğim çocukluk
hayallerime.

Dünyanın en güzel mevsimine rastladım
Zile ovasını kuş bakışı süzerken,

Ulu cami,esvap pınarı,
hapan yeri,Zile bağları

kiraz bayramını
eski panayırları

hatırlattı
bana,

fötr şapkalı bir sihirbaz
şapkasından tavşan çıkarırken…

İçimi yıkayıp geçtim tekrar
eski hamamların

yıkık kubbelerinde,

düşüp kayboldum
yıkılmaya yüz tutmuş dar

mahallelerinde.

Kale kapısından
yavaş adımlarla girerken

açıldı,

kapandığını zannettiğim
eski yaralar

yitik bir serap gibi gidip geldi hayalin
minareler arasında

İlk tanışıklığımız
ilk seyrettiğimiz film

geldi aklıma

bugün işlevini yitirmiş
saray sinemasında.

Kalenin dar,
kağnı geçmez yollarında

dalmışken tatlı hayallere

yan kamelyadan gelen
bir tanıdık ses

tuz biber oldu
içimdeki sancıma

zehirli bir şarkı çaldı

Zeki Müren’den

dokundu her nağmesi
içimdeki acıma.

“ Ne mektup,
ne haber gelirken senden

gözlerin doğdu gecelerime
umudun bittiği yerden.”

Güzel sevmek,
güzel yaşamın amentüsüymüş

yaş aldıkça anladım.

Kaleye sağanak bir
yağmur yağdı.

Zeki Müren söyledi

Sezar’la ben ağladım.

“Geldim,gördüm, YENİLDİM…”

Öyüce

Ömer Yüce
Kayıt Tarihi : 18.6.2024 03:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!