Demirciler arastasında çekiç sesleri
İmalattan yeni çıkmış, tırmıkları çapalar
Mavi alevler arasında parlayan tavalar
Babacağım,
Ustasından kalan mekanda elli yılını tamamlamış.
Nalbantların oturarak nal dövmesi
Atları yatırarak nallamaları.
Urgancıların koşarak çalışmaları
Turistlerin esnafı fotoğraflamaları
Ortaklaşa yaparlardı kuzu etinden güveci.
Sarı gaz ocağı pompalı.
Tenekeci, nalbant,berber..
960 yılında et 5-6 lira,ekmek 30 kuruştu.
Onların arasında öğrendim,
Acılı güvece somun ekmek bandırmayı.
Utangaçlıktan aç kalmıştım...
Demir döven ustalara bir iki somun yetmezdi.
Patlıcanı, biberi, birlikte avuçta götürürlerdi.
Bizim çocukluğumuzda,
Panayırda canlanırdı ekonomi.
Hayvan pazarlarında at koşusu yapılır
Sihirbaz ve dansöz çadırları kurulur.
Masa topu 25 kuruş.
Dayak yerdik habersiz kaçtığımızda
Anneler kurtaramazlardı babadan...
Bizim çocukluğumuz bir başka güzel.
Oyuncak arabaların bir kısmı pancardan.
Kömeyi, tarhanayı, evde yaparlar
Sepetle elma, armut verirlir komşulara
Yoğurt, süt, ayran bedava.
Kayıt Tarihi : 27.8.2006 20:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!