Karadini, Ulukavak, Esvap Çayı
Meydanlık’ta bağ evleri
Uyanırken doğaya her bahar
Armuttan Kayacağım türküsünü
Der gibidir
Geceleri
İğdir’den, Maşat’tan, Yücepınar’dan
Buğday getirmiş, mercimek getirmiş
Ceviz getirmiş köylüleri
Doldurmuş Hapan yerini
Ütüklü Hüseyin
Bir sepet yumurta getirmiş
Yürüye yürüye
Yorgun düşmüş dizleri
İşsizlik alabildiğine
Satılan nohutun parası yetmiyor
Ne evin
Ne gökçe güzelin nişan eksiğine
Türkü olmuş köylüsüyle kentlisiyle Zilelim
Yanık yanık söylenirken dillerde
Yiğitleri mevsimlik işçiliğe gitmiş
Gurbet illerde
Çiçek kokusu Karadini’den
Şapırdak’tan su sesi
Bülbül sesi
Cümbüş sesi bağlardan gelen
Söylenen türkü hiç yabancı değil
Şu Zile’den gece de geçtim gördün mü
Der gibi eski türküleri
Havasına suyuna kurban olduğum memleketim
Balından bademinden vaz geçtik
Bir tas suyunu içelim Kepir Pınar’dan
Bahar ardı sakın
Kör Hüseyin Suyu gibi kurutma gözeni
Çukur Pınar
Celep Pınarı
Kuyular
Zile’de kıymetini bilmeseler de
Gurbette hemşerilerin
Dillerden düşürmez seni
Kayıt Tarihi : 3.8.2014 23:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!