Zil çalınca… Bakacaksın telefona.
Efendim diyeceksin seni sorana.
Misafirliğe,çaya çağıracaklar sizi.
Acaba nasıl karşılayacaklar bizi?
Zil çalınca… Koşup bakarız kapıya.
Tanıdığımız komşu çağırırız çaya.
Hoş geldin, halini sorma sohbet.
Devamlı güler yüz, hep iyi niyet.
Zil çalınca… Öğrenciler koşar derse.
Her dersten alınmalı gerekli hisse.
Zır zır çalınca öğrenciler teneffüse.
Bülbül de dayanamadı altın kafese.
Zil çalınca… Kara tren kalkar gardan.
Askerleri taşır, ayrı kalırlar yardan.
Yoluna devam eder ovadan dağdan.
Selam alıp getirir, uzak diyarlardan.
Zil çalınca… Gemi kalkar limandan.
İnsanlar uzak kalır yaşadığı karadan.
Sevenler ayrı kalır anadan babadan.
Eksik kalmazlar yapılan o dualardan.
Zamanı geldiğinde senin de zil çalar.
Zil çaldığında acaba kimlerin ağlar?
İşte o zaman gerekli yapılan dualar.
Şahitlik eder vücudundaki tüm azalar.
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
Kayıt Tarihi : 27.7.2016 18:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!