Yine gecemin kovuğundan çıkardım hayallerimi
Firarda uykular göz kapaklarım kapalı dalıştayım
Serzenişin kıyamında 7/24 nöbetinde kıyamındayım
Kurutup sakladığım yapraklardan demlediğim,
Bitki çayımı yudumluyorum…
Işığım sönük bir iki dal sigaram bir demlik bitki çayımla,
Düşlerimle ısıtıyorum donuk buz tutası gecelerimi
Kimsesiz sessizliğin yalnızlığın saltanatındayım.
Şafak kaçkınlarını sorup aramaktayım
Perdemin arasından gözüme sokak lambası çalıyor
Büyüsünü bozuyor rüzgârın kıpırdanışıyla
Radyomda hafif kısık bir tonda şarkı,
Notalarının tıngırtısı ilham verir gibi
Arıyorum, arıyorum, arıyorum ama yok
Öylesi saklı ki uykular, rüyalar.
Hayallerim bile bölük, bölük kesik, kesik
Yine titriyorum siyahında gecemin
Neden hiç ses yok ıssız karartılar arasında
Suçu neydi gecenin neydi ki zifir karanlıklara tutsak olmuş
Günahı ne yoksa hayalperestlere perde çekmesi mi buna sebep,
Yoksa yıldızlarını saklayan sabahlara kesilen faturası mıydı?
Katran karası zifir gibi tenine değesi çıkaramadığım zifir karası gibi…
Zennehar Yılmaz
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim