ZEYTİNİM. Günaydın.
Ellerim titrese de,
Yüzüm solmuş olsa da,
Senin için süslendim.
Bana kızgın mı gittin cennete.
Yoksa, hasret içinde mi.
En son konuştuğumuzda,
Bayrama oradayım demiştin.
Yaklaştı bayram.
Acaba bayram olacak mı?
Psikolog, hayatında değişiklik yap diyor.
Nasıl bir değişiklik?
Senin yokluğun zaten bir değişiklik değil mi?
Akşam düşündüm de.
Saçlarını uzatmana, küpe takmana niye karşı çıktım ki.
Sen gitar çalmak istemiştin.
Rock söyleyecektin.
Bense, o nazik ellerine keman yakışır demiştim.
Üzülmüştün.
Ama beni,
Hiç üzmedin.
Futbol oynamak istemiştin.
Ya ellerine, bacaklarına birşey olursa.
Sen, Atatürk çocuğusun.
Yüzme öğren, tenis oyna demiştim.
Danslardan vals, yabancı dilden ingilizce ve fransızca.
Üzülmüştün.
Ama beni,
Hiç üzmedin.
Yalnız bıraktım seni.
Şimdi de, sen beni.
Kardeş istedin.
Ben de isterdim.
Ama, seni bu kadar donanımlı nasıl yapabilirdim.
Nereden bilirdim ZEYTİNİM.
Anneciğin nereden bilirdi.
Ellerimle büyüttüğüm.
Yemeyip yedirdiğim
Yapamadıklarımı sunduğum.
Atatürk çocuğumun.
Bir hain kurşunla, üstelik 10 dağlı, vatansızın kurşunuyla.
Şehit olacağını.
Nereden bilirdim.
Akşam, saçlarımı toplayıp aynaya baktım.
Sana ne kadar çok benzedim.
Sabah, saçlarımı kestim.
Aynı sen gibi.
Ve.......
Çok istediğin gitarı aldım.
Madem, benim yapamadıklarımı sen yaptın.
Ben de, senin yapamadıklarını yapacağım.
Kayıt Tarihi : 30.11.2008 21:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aslında hikaye belli. Arkadaşlarımın, benim çocuğum sandıkları için hüzünlerinin ikiye katladığıni görünce yazayım dedim hikayeyi. Ben evli değilim. Dolayısıyla benim çocuğum değil. AMA BİZİM ÇOCUKLARIMIZ. Şehit haberlerinden etkilenmemek elde değil. Bu hac dönemin haca gitmiş anne ve babanın polis oğulları terör örgütü ile çatışmaya giriyor ve şehit oluyor. Diyanet İşeleri Başkanlığı ve psikologlar anne ve babaya denilmesinin psikolojik sorun yaratacağını düşünerek, hac da ki anne ve babaya denilmeden cenaze defin ediliyor. Anne ve baba yurda döndüklerinde evlerinin önündeki kalabalığa bakıp şaşırıyorlar. kendilerini karşılamaya geldiler sanıyorlar ama kalabalık çok fazla. şaşkınlık hallerini ve doktor kontrolünde gerçeğin söylenişi çok hüzünlüydü.Gazte TV haberi ile yazdım bu şiiri. Bakın ben de yazarken olayı hatırlamanın hüznünü tekrar yaşadım. Allah kimseye yaşatmasın. 07.06.2009
Sana ne kadar çok benzedim.
Sabah, saçlarımı kestim.
Aynı sen gibi.
Ve.......
Çok istediğin gitarı aldım.
Madem, benim yapamadıklarımı sen yaptın.
Ben de, senin yapamadıklarını yapacağım.
Allah şehitleirimize gani gani rahmet etsin. Yakınlarına sabır versin.
öylece şokta bekledim
Allah yardımcıları olsun..
bir arkadaşım aradı gelmeyeyim parkın ordayım sıkıntıya gelemeyeceğim dedi.. gittim o da iyi değildi çay üstüne çay Gültekin Şahin ile
başka sıkıntıları tahmin etse de
Zeytin'inin demledik
Ozan Efe
derken Köykızı..
(hepsi antodan dostlar)
bilmediğim bir numara
bir perişan ses
anlaşılmıyor dedşim
5 dakikaya seni ararım
koşarak geldim
Yeşim Hanım benim diyorum
ses çok perişan..
o sıkıntılar içinde Zeytinim'i yazacak değilya diyorum
ses çok kötü..
rahatsızım diyor.. tek anlayabildiğim..
anlıyorum ki
rahatsız olan kardeşim Kehya..
Hüseyin Zengin..
hikayeni ona da geçiyorum
özürler içinde
gün hatta gece antoya bakarak ve senden haber bekleyerek geçiyor..
Çeşmi de teselli edemiyor hikayeden etkilenmemi
büroda oturanlarla da paylaşıyorum
Zeki Usta..çok tesirli yazmış diyor
Sibel hn kendi çocuğu muymuş..
iftarda eşlik edemiyorum eşime
yatarak tv
ama ne diziler
ne istanbulun Sular' tarafından fethi..
ne milli maçlar
basket belliydi de
gece hezimmet dedi biri..
onu bekledim 1-1
sabah ilk iş açtım
ilk cevap senden
bakmak aklıma gelmedi inan
seme bir vaziyetteydim ya
şükür diyecek değilim elbet
bizim çocuklarımız
zaten ateş düştüğü yeri yakmıyor ki..
sulara kapılan minibüsteki 7 canın ardından toy bir genç isyan ediyordu
adalet mi bu..
adalet mi..
TÜM YORUMLAR (37)