Zeyno İle Seyfo'nun Aşkı-Hikaye

Menekşe Gülay
848

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

Zeyno İle Seyfo'nun Aşkı-Hikaye

Güzel, yeşillere bürünmüş bir köydü. İçinden şırıl şırıl bir dere akardı.Suyu hiç azalmaz daima boldu. Köyün ağasının kızıydı Zeyno. Babasının zenginlik hırsından, baskısından bıkmıştı. Yaşadıkları konaktan çıkmasına, izin vermezdi babası. Yalnızca bahçesinde dolaşırdı. Bir de hayvanların barındığı ahıra gider vaktini böyle geçirirdi. Yaşı onbeşinde çok güzel bir kızdı. Köyde kızlar onüç yaşına geldiklerinde evlendirilirdi. Hasan ağa, kızını kimseye layık görmüyordu. Çünki köyün tek zengini oydu. Fakir birine mi verecekti kızını. Yokk vermem diyordu. Konak hizmetçiyle doluydu. Herbirinin işi ayrıydı. Sıkılmıştı Zeyno, kimseyi görmüyor kimseyle konuşmasına izin verilmiyordu.

Oturduğu ev üç katlı büyük bir konaktı. üçüncü katta büyük bir balkon vardı. Tek eğlencesi ordan, karşıdan yükselen dağlara bakmaktı. Bazen hayallere dalar, neler düşünmezdi ki.. Dağın en tepesinde gördüğü kulübeyi merak ederdi hep. Kulubede yaşayan bir çobandı. Seyfi'ydi ismi ama, ona Seyfo derlerdi. Anasını, babasını tanımamıştı hiç. Gece kömür sobasından zehirlenmişti ailesi. Daha üç aylık bebekti. Tesadüfen kurtulmuştu. Komşuları alıp onu, kendi çocuklarıyla birlikte büyütmüştü. Bir sene öncesi de dağın en tepesine bir kulübe yapmıştı. Tek odaydı ama mutluydu. İlerde evlenirsem bir oda daha eklerim diye düşünüyordu. Bahçesine bir sürü meyve ağacı ekmişti. Küçük bir havuz bile yapmıştı. Ördeklerin havuza girip çıkması, tavukların özgürce dolaşması hoşuna gidiyordu. Dağdan inen kaynak yakındı.
Hiç susuz da kalmıyordu. Doğayla iç içe yaşamayı seviyordu. Sabah çok erken kalkar ağanın sürüsünü dağlara çıkarır otlatırdı. Güneş batmadan da hayvanları ahırlarına götürürdü. Köyde yapacak başka iş de yoktu. Herkes ağanın emrindeydi. Ekerler biçerler yalnızca verilen kışlık erzaklarla günlerini geçirirlerdi.

Hayallerinde görmeden sevdalanmıştı Zeyno'ya. Güzelliği tüm köylere yayılmış, Seyfo'nun kulağına bile gelmişti. Yüreğinde büyütmüştü sevgisini.. Kızını herkesden sakınan ağa, bana mı verecek diye düşünürdü. Aslında kasabaya gider yerleşir ne iş olursa yapardı. Ama ne Zeyno'sun dan vazgeçiyor ne de doğa ile iç içe yaşamaktan vazgeçebiliyordu. Çaresizce çobanlık yapıyordu. Bir de görebilseydi sevdiğinin yüzünü, aşkını ona anlatabilseydi.

Zeyno'nun gece dişi çok ağrımış hiç uyumamıştı. Birde aşırı sıcak bunaltmıştı onu. Bütün gece balkonda tek bir noktaya takılmıştı gözleri. Dağın en tepesinde kulübeden yayılan solgun ışığa.. Sabah yedi olmuştu hâlâ gözleri dağlardaydı.
Bir karaltı şeklinde, çobanın indiğini görüyordu. Öyle de merak ediyordu ki onu. Aceleyle elbisesini değiştirdi başına da yazmasını taktı. Yavaşça merdivenlerden inip, konağın arkasında ki ahırlara doğru ilerledi. Ulu bir çınar ağacının arkasına gizlenip beklemeye başladı. Biraz sonra büyük bahçe kapısının açıldığını gıcırtısından anladı. Karşısında bir çift yeşil renkte gözle karşı karşıyaydı. Büyülenmiş gibiydi. Yüreği kıpır kıpırdı. Anlamadığı bir duygu seline kapılmıştı sanki..
Merhaba demişti Seyfo. Utanarak merhaba diyebilmişti. Sonra kaçarcasına uzaklaştı ordan. Yüzü ise kıpkırmızıydı.

Seyfo'nun da aklı karışmıştı. Kimdi bu huri güzeli. Kesin Zeynoydu diye düşündü. Köyde onun kadar güzeli yoktu çünki.
Sürüyü önüne kattığı gibi dağlara doğru yol aldı. Ama aklı Zeyno'sun da kalmışdı. Günler böyle gelip geçiyordu. Sevda yüreklerinde daha da büyüyor büyüdükçe de kara sevdaya dönüşüyordu. Zeyno bir sabah erkenden kalkmış, dağda yiyebilecekleri erzakları sepete koymuştu. Niyeti Seyfo'yla birlikte dağa çıkmaktı. Bunalmıştı artık evde oturmaktan. Bir iki saat kalıp
arka kapıdan eve girecekti. Yatağın içine de yastıkları koyup, uyuyormuş havası verdi. Evde onbir olmadan Zeyno'ya bakmak kimsenin aklına gelmezdi. Çünki herzaman kahvaltısını o saatte yapardı. Farkedilmeden dönerim diye düşünüyordu. Tek dileği Seyfo ile birlikte olmaktı.

Sürü önde arkada Zeyno ile Seyfo, arasıra birbirlerine fırlattıkları kaçamak bakışlarla yürüyorlardı. Öyle mutluydular ki dünya umurlarında değildi. Yeşilliklerin arasında bir ceviz ağacının altına oturmuşlardı. Zeyno hazırladıkları yiyecekleri ortaya koymuştu. Hayatında bu kadar acıktığını hiç farketmemişti. Birlikte hem gülüşüyorlar hem yemeklerini yiyiyorlardı.
Bir ara Seyfo durakladı. Seni seviyorum Zeyno, benimle evlen desem baban vermez seni.. Kaçarmısın bana. Zeyno'nun gözlerinden
akan yaşlar, onun ne kadar üzüntülü olduğunu gösteriyordu. İstemezmiyim ağam, istemezmiyim.

Gün geçtikçe aşkları daha alevleniyordu. Birbirlerinden başka hiçbirşey düşünemiyorlardı artık. Dayanamadı Zeyno, annesine Seyfo'yu çok sevdiğini anlattı. Ne olur babam versin beni Seyfo'ya diyor ağlıyordu. Annesi ise ne kadar imkansız olduğunu söylüyordu her seferinde.. Kızının içten içe eridiğini gördükçe üzülüyordu. Bir gün kocasına,
-Bey Zeyno'nun yaşıtları evlendi. Ne düşünüyorsun?
-Kızımı zengin bir ağa oğluna vereceğim.
-Aman bey, kızım başkasına sevdalanmış. Ona varmazsam ölürüm diyor.
-Bırak hanım böyle diyenleri çok gördüm ben. Aklı sıra göz dağı veriyor bizlere. Olmaz... olmaz dedim.
Zeyno.. anne, babasının konuşmalarını dinliyor gözlerinden gelen yaşlara hakim olamıyordu. Seyfo'ya kaçsa babası onları bulur ve öldürürdü. Zeyno sevdiğinle mutlu olmak istiyordu. Yaşamak istiyordu.

Zeyno'nun istediği gibi gelişmemişti olaylar. Bir sabah Seyfo ile buluşacağını düşünürken, onun ölüm haberini almıştı.
Bir uçurumun dibinde bulmuştu avcılar onu. Kavuşamamıştı sevdiğine..Yüreği yanıyor gözyaşları durmuyordu. Babasının yaptığını biliyordu. Ama babası ağa idi. Yanında çalışan bir sürü adamı vardı. Kaza süsü verilmişti Seyfo'ya, gençliğine doyamamış, sevdiğine kavuşamamıştı. Her gün Seyfo'nun mezarına gidiyor saatlerce ağlıyordu Zeyno. Allaha dua ediyordu bir an önce, Seyfo'suna kavuşmak için..Günden güne eriyor hastalığına ise bir çare bulamıyordu doktorlar. Kara sevda deyip geçiştiriyorlardı.

O sabah annesine, babasına bir not yazmıştı. Artık yaşayacağını tahmin etmediğini, sevdiğine kavuşmasının az kaldığını yazmıştı. Öldüğümde sevdiğimin yanına gömün beni diyordu. Artık yürümeye bile hali yoktu. Sevdiğinin mezarına zorla gidebildi. Geldim canım, geldim.. Az kaldı kavuşmamıza, bundan sonra bizi kimse ayıramayacak diyordu. Birden
yanında seyfo'yu gördü. Elini uzatıyordu Zeyno'ya. Hadi Zeynom gidelim Zeyno sevdiğinin elini tuttu. Birlikte gökyüzünde kayboldular. Seyfo Zeyno'suna kavuşmuştu.

Annesi uyandığında, kızının yanına gitti. Zeyno yatağında yoktu. Bıraktığı notu gözyaşlarıyla okudu. Ağlıyor bağırıyordu.
Ağam senin yüzünden oldu. Vermedin kızımı sevdiğine, vermedin diyordu.
Zeyno ile Seyfo, mezarlıkta yanyana yatıyorlardı. Gören gözler bazı geceler onları, el ele mutlu bir şekilde görüyordu.
Çok sevmişlerdi birbirlerini, sonu acı da olsa kavuşmuşlardı.

Menekşe Gülay
Kayıt Tarihi : 17.11.2008 17:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlhami Gül
    İlhami Gül

    harikaydı saygılar

    Cevap Yaz
  • Turan Aslan
    Turan Aslan

    Evet güzel bir aşk hikayesi saf nezih bir o kadarda
    etkileyici Varmıdır böyle aşklar daha görenler göstersin
    ben göremiyorum Ya siz?

    Tebrikler Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Erkan Acar
    Erkan Acar

    şimdi hikayelerde, şimdi masallarda kaldı o temiz aşklar, acaba diyorum hikayeniz magazin basınımızdaki haftasına varmadan sevgili değiştirenlerin kulağına küpe olurda utanırlar mı yaptıkları rezilliklerin adına ''AŞK'' demekten. Bize kaybetmekte olduğumuz aşkta sevgide sadakat, ölümüne sevmelerimizi, değerlerimizi hatırlatan bu güzel hikayeniz için tebrikler ve teşekürler, elbet hikayenin sonu mutlu bitse ölüm olmasa iyi olurdu ama ne yazık ki ölümde hayatın bir gerçeği, saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese

    Menekşe Hanım,
    Ne kadar engin bir hayal sofranız ve yüreğiniz var,ne güzel ve ustaca kullanmışsınız bu yeteneğinizi...Çok güzel bir hikâye olmuş.Zevkle okudum.
    Kutlarım sizibir kere daha,saygılarımla efendim,
    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Osman Genç
    Osman Genç

    Menekşe hanım......Bu anlattıklarınız aşk değil ....burda anlattıklarınız eskiden kara sevdalar vardı işte o sevdalar anlatılmakta.............sevgiyle ve güzelliklerle kalınız....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Menekşe Gülay