Kışa vurma umudu
Bahar eden biri var
Her şakanın altında
Bir gerçeğin tir,i var
Unuttunmu toprak damlı saçağı
Sarı başak düz ovanın göçeyi
Pembe beyaz bahçelerin çiçegi
Açsında gidelim bizim ellere
Sürüyü toplasın çoban türküsü
Susuz kalmış yöremizin ırmağı
Dökmüş beden et kemiği tırnağı
Ağacı yok tepe çıplak kel dağı
Yeşil,orman bekler bizim yöremiz
Ay şavkarsa yıldız yağsa her gece
Gecenin karası çöker ayaza
Karalar vefasız vurur beyaza
Baharı gönderdin ulaş bu yaza
Boy verdi çiçekler kurumasın gel
Yeşiller giyinmiş indim çayıra
Yıllar yılı bıkmadan
Bekliyorum özlemle
Çıkarmam hatıramdan
Tazesin her demde
Yüreğimde ızdırap
Acı veriyor yokluğun
Sabah erken kalkılır
Eller hemen yıkanır
Yer sofrası ortada
Besmeleyle başlanır
Duman üstünde çorba
Keyifle kaşıklanir
Gözüm görmez dünya malı
Neyler gönlüm al sırmalı
Güler yüzlü nur simalı
Dost bulamam kardeş gibi
Kalp,den seven hakiki yar
Fani dünya sahte yapı
Açtın bize gerçek kapı
Sinemizde alev topu
Söndürecek sensin rabbim
Doğru çizdin yolumuzu
Ala vurgun beyaz gül,düm
Yaprak döktüm türab oldum
Su içinde susuz kaldım
Tomurcuk,ken soldu gönül
Narin dalım kırdı bora
Kurşun yüklü gövdesinde öksüz yetim hanesinde yüz bin şehit sinesinde yatırıyor dumlupınar .
Bekçisidir emanetin mücadele zorlu çetin karşısında ihanetin haykırıyor dumlupınar .
Muhtaç iken tuz ekmeye yükseldiler mertebeye o cepheden bu cepheye yol kuruyor dumlupınar .
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!