Kavuk, kabuk, kuzey, kayın, kestane
Kavak, kişniş, kozalak, kalenderhane
Manzaralardaki ağaçların dalları olur
Çocuk saçından hallice yaprakları olur
Böyle omuz omuza vermiştir hepsi
Mavi olmayan bir balina denizine seslendi,
İçinde yüzdüğüm derin ve ıssız çukur
Sen ıslak bir susun
Palyaço balıkları ve kalkanlar, lütfen susun
Kalkanlar otursun, rüzgar nefesini tutsun
Kostümlerinizi çıkarın palyaço balıkları
Kulak vereceğiniz şiir,
Muhtemelen bir aşk hikayesi
Mürekkeple sayfalara değil de
İpliklerle, ayaklara yazılmış böylesi
Bu hikayede imkansız bir şey varsa şayet
O da yalnızca biri kullanılan çorap tekidir elbet
Bir kutu olsun,
Duvarsız, kapaksız ve köşesiz bir kutu
Nefesin, sesin ve şiirlerin korunduğu bir kutu
Bugüne dek bir çok şey taşısın içinde
Sakız, salyangoz, saz ve dahi saniyeleri de
Evvel şiir içinde, sözler sükut içinde
Gide gide bir dağa vardım, sisler içinde
Söğütler bu kışı çıkarmaz dediler
Cücelere gecelik diktiler
Sakızlardan naneleri, seslerden nağmeleri
Sabahlardan nefesleri, sinelerden niyetleri
Toprak rengi diyebilirdik
Çikolata rengi de diyebilirdik
Bozayı rengi, fındık rengi, karınca rengi...
Işığın bu tonunu kıran onca şey varken
Etrafımızı iri ağaç gövdeleri kaplamışken
Biz kahverengi demeyi seçtik
Peçeteniz var mı?
Peçete alabilir miyim?
Çabuk! Peçete getir.
Peçeteye sileriz.
Peçete çıkardım.
Çantamın ön gözünde peçete.
Sanki rüyaların cebi delindi
Ve tıngırdayarak dağıldı tüm bilyeler
Uyanıklığın ortasına
Yağmur sanıp şemsiye açtı bazıları
Erirlermiş şeker olsalar
Dağılırlarmış hayal olsalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!