Zeynep Babuş Önkan: Hakkında ziyaretçi g ...

SİZLERİ ARAMIZDA İSTEMİYORUZ..
Bu ülke toprakları üzerinde yaşayacaksınız.Bu ülkenin her türlü imkanından yararlanacakasınız.Mecliste söz hakkına sahip olacaksınız.Tüm bunların karşılığında sokakları savaş alanına çevireceksiniz.Araçları bombalatacaksınız, insanları öldürteceksiniz,polisimize hakaret edecek ona silah sıkacaksınız,sopalarla darp edeceksiniz, “sivil itaatsizlik” deyip kışkırtıcı bir görün ü segileyeceksiniz,devlet malına zarar vereceksiniz.Çocukları ve gençleri de bu çirkin planınıza alet edeceksiniz..
Bu sizin gösterdiğiniz en çirkin yüzünüz..Siz bu halinizle defalarca kez daha size güvenilmeyeceğini bizlere göstermiş oldunuz zaten.Sizin fikriniz belli zikriniz belli.30 bin katilin yandaşçısı olarak bir de haddininizi aşmışlıkla özerklik istiyorsunuz.
Bunun dışındaki tüm taleplerinizin kuzu kuzu kabul edilmesi değil mi zaten haddinizi aşmanızın sebebi.
Sizi dağdan indirip adam yerine koyanda kabahat.Sizi meclise sokup söz hakkı tanıyanda kabahat.Bir veto kararıyla işte ülkenin geldiği yeni ama alıştığımız bir tablonun görüntüleri var sokaklarda.
Sizin kürtlüğünüz değil bizleri rahatsız eden asıl rahatsız olduğumuz size tanınan onca hakka karşılık bu ülkeye ihanet ediyor olmanız.Nice Kürt’ler tanıyorum bu ülke için canını ortaya koyan.Nice Kürt’ler biliyorum bir karıncayı bile incitmekten haya eden.
Kürt’lükte,Türk’lükte değil hüner.Asıl hüner insan olmakta...SİZE baktığımda bir insan suretinin altında bir canavar görüyorsam,Sizin gibilerle nasıl aynı havayı solur sizi nasıl kendime komşu ederim?
“BARIŞ VE DEMOKRASİ PARTİSİ” adını verdiğiniz partinin kurucuları olarak sizlere soruyorum sokakları savaş alanına çevirmenin,insanı insana kırdırmanın neresinde barış ve demokrasi var?
Verdiğiniz maddi zararların yanında bir de insan canına kıymak için özellikle toplu mekanları seçerek buraları ateşe vermenizin neresinde barışçılık anlayışı var?
Bir de özerklik talebiniz var..Allah’dan bu talebinize olumlu bakılmadı.Bir de bunu elde etseniz vay bu ülkenin ve bu ülke insanının haline..Şimdi bunları yapan özerklik elde edince kim bilir neler yapmaz.
Bu ülkeyi bölmek,yok etmek için elinden geleni yapan sizleri aramızda istemiyoruz.Her yeni güne sizin kirli oyunlarınızın,vahşet dolu eylemlerinizin haberleriyle uyanmak istemiyoruz.
Burası Türkiye Cumhuriyet’i ve bizler Türk Halkı olarak Cumhuriyet’imizin üzerinde; kirli amaçlarla ülkeyi bölmek için kurulmak istenen başka bir yönetim sistemi istemiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti dün gibi bugün de her türlü kirli oyunlarınıza rağmen var olmaya devam edecek...

KADINLARIN OLUŞTURDUĞU BİR PARTİ KURULSUN AMA
PKK sempatizanlarının e dolayısıyla APO’nun yandaşlarına dahi yer verilen mecliste neden kadınları temsil eden bir parti yok acaba? Tamamı kadınlardan oluşan bu parti bir kurulsun bakın siz bu ülkede kim başbakan olacak? Adamlar bildikleri için kadınların önünü kapatıyorlar bu konuda.Demokratik bir ülkenin varlığından söz edenler ya da cumhuriyetçi bir zihniyetle bu ülkenin yönetildiğini sık sık dile getirenler konu kadın olunca bu kadar iddialı konuşamıyorlar.Eğer iddia ettikleri bu iki kavram gerçekten varsa kadınları temsilen bir partinin kurulmasına da “hayır”dememeliler.Ha evet direkt olarak hayır demiyorlar ama kabul da etmiyorlar kadınlarımızın varlığını mecliste.
Bu partide açık kapalı ayırımı olmadan tüm kadınlarımız olmalı.Zira açık kapalı olmanın aydın olmakla ya da olmamakla hiç bir alakası yo bana göre.Bu sözde cumhuriyetçi bayanların da iddia ettiği bir konu üzülerek söylüyorum.Hakikaten görülen şu ki kadın kadının hem çok iyi dostu olabildiği gibi düşmanı da olabiliyor.İşte bu konuya bu pencereden bakanlar kadının kadına düşmanlığının bir göstergesi.
Ne alaka kapalı olup da onların geçtiği eğitim öğretim basamaklarını başarıyla bitirmiş iş kadınları da var bu ülkede.Hani kapalılığı aydın olmamakla bağdaştıranlara sözüm.Ama iş kapalı bayanların meclise girmelerine gelince herkes itiraz etmek için birbiriyle yarışıyor adeta.
Şimdi kadınlarımızın açık -kapalı demeden daha bir elele vermeleri gereken bir süreç içindeyiz..Daha bir omuz omuza savaşmaları gereken bir zaman dilimindeyiz.Ortalık kadına değer vermeyenlerle bu kadar doluyken şahsi çıkarlarına sebep kendi cinslerine sırtını dönmeyi seçen kapalı bayanları cahillikle,bağnazlıkla,çağdaş olmamakla suçlayan açık bayan kardeşlerimi onları kucaklamaya çağırıyorum.
Kapalı kardeşlerimize yakıştırdığınız bunlar mıdır yani? Emin olun meclis koltukarını dolduran BDP’den daha çok hak ediyorlar o koltukları,bu ülkeyi..Şehit analarının daha çok kapalı kardeşlerimizden oluştuğuna da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Yani hanımlar siz şimdi işinnize geldiği yerde “kadın hakları”diyeceksiniz gelmediği yerde de ilk siz mi sırt döneceksiniz o kadın haklarına.Zira yaptığınız tamamen bu.Eğer cumhuriyet kadını iseniz,demokrasiyi savunuyorsanız bilmeniz gerekir ki bu iki kavram kişilerindış görünüş tercihine göre yön değiştirmez.Onlar da cumhuriyet kadını,onlar da demokrasi yanlısı.
Onları kendinizden soyutlamak yerine onların haliyle hallenirseniz aynı pencereden baktığınızı fark edeceksiniz zaten.
Üzülerek söylüyorum ki öyle zihniyetle karşılaştım ki erkeklerin kadınlara genel yaklaşımı zaten malum da bir de kendi hemcinslerine açık arkadaşların bakın konu kapalı kadınlar olunca ne düşündüklerini aktarayım size;
“komşum kapalı olabilir ama milletvekili olmasın” diyor.
“Kapalı kadınlar özel işyerini açsınlar ama devlete bağlı kurumlarda çalışmasın ” diyor
“kapalı kadınlar cahildir,kendini ifadeden yoksundur” diyor..
Diyor da diyor.Ya biz kadınlar kendi hemcinslerimize bu kadar acımasız ve önyargı ile yaklaşırken kadın haklarından nasıl söz edeceğiz bu ülkede?
Bu ülkede Kadın Hakları’ndan söz etmek için o hakların savunulmasında şekile sebep ayırım yapılamayacağının da bilincinde olarak söz edilmelidir..Ben kendi adıma Kadın Hak’larını savunan ve tamamiyle kadınlardan oluşan bir partinin kurulmasından yanayım.Ama açık-kapalı ayırımı yaparak bir parti kurulacaksa benim gibi pek çokları bu partiye başından güvenip de oy vermeyecektir.