bir çukur; kapkaranlık
içerisi upuzun taşlık
kaldırdı başını; bir ışık
delikten sızmış yüzüne vurmuş
bir melodi içini ürpertmiş
stranç olmuş aşkın mübalağası
yine bu gece de verilir
bölünmüş kimliklerimin bahsinde
hep mi kaybedilir
büyümüşlüğümün sorgusu başlar
yine bir sessizlik beliren
görünmeyen kamburumdur sırtımı büken
etrafımda görebildiğim tek şey keder
birileri söylemeli artık bunlar neye bedel...
güneş batıyormuş
her güne doğduğu gibi
ama her doğuşta
biraz daha az sevinçle...
artık daha solgun
saatlere sığdırıldım
dakikalarda yaşandım
ve bitirildim...
şaşkın sabahla uyandım
uzak gözlere vede ederken
tüm cümlelerim karışık
ve ardını sırasını şaşırmış
kim bu eller de sevgilerimi aşırmış?
hepsinin kalpleri kararmış..
Saçlarım ağarmış günler daha geçemeden
Acayip kaptırmışım sana kendimi
Sabahtan akşama seni
Gözlerini düşünür olmuşum
Akşamdan sabaha ise terkedişini…
Anlamsız bahanelerini
Tüm bunları düşünürken
masum yüz,beyaz teni
yanıbaşımdaki hayali yeni
kapkaranlık odada bana uzatılmış eli
incecik beli...
gülümserken aydınlanan oda
imkansız oluşun mu içerimde ateşi korlayan?
umutsuzluk mu seni aklımdan çıkarmayan?
ne bir utanç ne bir pişmanlık..
hala bir arzusun tenimi yakan..
Hep bir özlem var sol yanımda acıtan
O Aşk çünkü..
Fani sevgili varsa da yakan yoksa da
Aşk işte..
Sen olsan ne olur olmasan
Ne çok şey söyletir şu elime kalemi tutuşturan..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!