alıştığını sanıyor insan, inan alıştım
ağrılar ok ok batıyor sırtıma, ne bıçak yarası ne kan
ne yapıyorsam kendime ne yapıyorsam nafile
önemsemek hastalığı sinirime dokunuyor
tabelalar, sirenler, ışıklar
sinirlerime varıncaya beni itiyor
şimdi bir gölün ırağı olsaydım ya
bunları istesem de yaşayamazdım
gövdem yıkıntılar içinde bir evi olmazdı kalbimin
kalbim, kilometrelerce dümdüz edilmemiş
kilometrelerce bayır aşmamış
en mühimi kırılmamış olurdu
günün sonunda
günün sonu
günün sonunu istiyorum, kaçan sonlarımı
elimden kaçan ve sonraki güne meyleden saatleri
tıpkı sevilen erkekler gibi akrep yelkovan
bir kara bulut yakın ya bana
yine bu yoldan hayır gelmeyecek
gündüzlerim gecenin oyunsuz bahçesi
kentin kapana kısılmış ödülleri
ve ben yalnızım
ve ben yalnız
tüm hikâyeyi anlattım
günahkârım bu kadar
ve bir o kadar sevaplı
başlanmamış yarışları düşündüm, hesap ettim
hepsinde kaybettim, sana sözüm bunlar
can olan benim, ben olan canım
"Bu kendine reddiyeler en nihayetinde zeynep'e boyun borcumdur. "
Marco Kilisedeki TiryakiKayıt Tarihi : 16.3.2022 01:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!