Zeyneb İçli Şiirleri - Şair Zeyneb İçli

0

TAKİPÇİ

Okuyan , okuyan ,okuyan ve yazan bir öğretmen.

Zeyneb İçli

Yazarak demlenmeye ve dinlenmeye niyetlendiğim geceyi sukûtla bitirmeyi, sessizliğimle yâd etmeyi yeğledim. Affet içim . Bu gece yok suyun ,ekmeğin. Vakti var kelimelerin, söz hükmünü yitirdi, seyretmek geceyi kaldı bahtıma ..

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Peyda olmayan mutluluklar ,ekmek kisvesine kundaklanan çeşitli mecburiyetler ,ayak basılmayan mecralar ,uğurlanan dostlar, muhabbette aç gönüller, çok konuşan ve fakat az duyulan zihinler.Hissizlik sarmalında yitirilen sevdalar ve eylemsizliğin eksiltiği saygılar.
İnsan aklı herhangi bir düşünceyi şekillendirmeye muktedirdir. Zihin haricindeki hiçbir şeyin pek bir manası yok sahada.Tıpkı iyileşmek gibi.İyileşmek bazen gerçekle uzlaşmanın bir yolunu bulmaktır, bazen de mevcut gerçekliğe başkaldırmak. İkisi de yeri geldiğinde özgürleştirir

O değil de Eylül geldi .
Yılın geri kalanı konuşmayıp ,kendime yeniden 'merhaba' dediğim Eylül.
Ağacın,sokağın,balkonun ve en çok ta kalemin,kağıdın ve çayın bir başka tâd verdiği Eylül .Yıldızın yeryüzü ile vedalaştığı,bulutun ise yeryüzünün günahına dayanamayıp haykırdığı ,toprağın ise bu haykırıştan dökülene mutlu olduğu Eylül. İnsanın özüne oturan her sevginin hatırlanıp bir sabah ezanında yâd edildiği öylesi bir Eylül...

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Her şeyin pek ala mümkün olduğu, olabileceği demlerde ,demden bağımsız mekanlarda bir ısrar kıyamet olduramamalarını hayretler ile karşılıyor ve itiraf etmeliyim ki öfke ile izliyorum deprenişlerini .. Heybetine iliştirdiğim cesur adımlar, söylemler kol gezerken zihnimin dehlizlerinde, saklandığı duvarın arakasında titrek ve bir o kadar da cılız bacakları ile camını kırdığı kadının sokaktan geçişini izleyen ürkek bir çocuğu andıran hallerine , bunca öfke ,onca sitem,
ceplerce taşan hayal kırıklığı … Bir süre önce inandığım lakin artık pek itimat etmediğim bir gerçeğin tokadını hissediyorum bir avuç içi büyüklüğünde ki yüzümde ; Sevgi her şeye yetmez imiş . Çok önceden tanışmakta süper kahraman değildi bu tek kişilik sevda denilen yük için. İzafiyeti seninle yeniden anlamlandırdığım yerde aklımın olanca gücü ile yukardan aşağıya oltasını sallandırdığını ve kalbimin hızını kestiğini gördüm. Sıfır olan sen ,ben veya bu tanışıklığı sancılar içinde doğuran 2017 yılının serin bir akşam üstü vakti de değildi. Sıfır olan besmeleyi her gün, günün ilk ışıkları ile adını bir etmemdi. Yaşamaya dair yeteneğini yitirmiş bir çöl bedevisinin ceplerinde ki kum tanesi olmayı evla bilirim bu sevda yükünün taşıyıcısı olmaya.. Zira sevmek ,yaşamın içinde nakış nakış işlenecek olan iken yaşamın öğütücüsü olmamalıydı . Adını ciddiyetle kalbime duyurduğum günden beri yaşamımın azılı dişeler tarafından öğütüldüğünü görüyor ve peyderpey kahroluyorum . ‘Hoşça kal’ demek layık değil senli satırlara ,Ezanla gelen en güzel şey adın iken adı sen olan hiçbir cümle kaldıramaz vedayı getiren kelimeleri . Görünce kendimden tanıdığım adam , Sarılmaya bahaneler arayan gönül için umut ne güzel göz kırpıyordu yaşama. Umut diye fısıldasaydın kulağıma Celladıma boynumu uzatırken yetişecekti umudun. Yaşamak yeniden varlık kazanacaktı umurumda.
Yaşamak debelenecekti içimde kıvrak ve küheylanca. Yeniden içinde ‘umut’ geçen türküler dinleyecek , satıralar dökecek , toprağa fısıldayacaktım ‘umut’ diye.. Televizyon kanallarının ismi değişecek , radyoda frekanslar, okuduğum kitaplar ve yediğim yemekler . Hepsi değişecekti. Şimdi umudun milyonda bir ihtimaline kokulu mendiller bırakmadan arkamdan ,sinemde ki tohumun bende usul usul filizlenmesi için gönlümü sera eyleyerek gideceğim. Bunca sevginin yeşertemediğini sitemkar cümlelerin kökünden edemeyeceğine olan inancım ile gitmeli satırlar döküyorum ömrüme. Gitmek, fani ömrüme posta kutusunda uzunca bir zamandır bekleyen mektupta son mürekkep damlası ile yazılan tek kelime ile yazılmıştı. Türkülerde ve şiirlerde buluşmak dileği ile…

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Senin de aklının yetemeyeceği şeyler var, dilinin uzanamayacağı , yüreğinin yetemediği şeyler.Hatta aklının yetemeyeceklerinden çok yüreğinin yetemedikleri.. Sen de noksansın.Geçmişin kötü izlerinden sonra duyduğun duygular, bıkkınlıklar ve çeşitli hevessizliklerle yaklaşıyorsun bu güne. Önce ki yaşantıların tozunu silkeliyorsun üstüme. Noktanın öncesi sonraya taşınmamalıydı oysa ki. Nokta, bir sonun başalangıcıydı,kıştın ardından gelen bahardı,filizdi,nokta yepyeni keşiflere gebeydi.
Oysa sen noktanın öncesini sonrasına taşıyıp öncesinin tozlarını ,günahlarını omuzlarımda silkeliyensin ..

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Yorgunluk mu , olgunluk mu, teslimiyet mi bilmiyorum ama artık tartışamadığım şeyler var. ' Tamam olur ' , ' evet öyle ' diye diye tükettiğim günler ve dâhi geceler de sabıra sabır doğurtan bir suskunluk kuşanıyorum , duyulmayacağını bildiğim kelimelerin önüne bir bariyer çekmek gibi , sözcükleri durdurma biçiminde bir suskunluk. Sesimden vazgeçmiş gibi biraz da ... İnsan kalmanın en yalın mücadelesi bir taraftan da bu hâl, ama ağır ama ağrılı.. Pişmek için canhıraş katettiğim tüm yolu gerisin geriye yürümek istiyorum. Vardığım, varacağım nokta güven sancısından başka birşey değilken kendime bunca merhametsizliğim ürkütmeye başladı .Var olana güvenememek ,güvenmek telaşında bir yeniliğe isteksiz , heyecansız olmak .. Bilmem kaç milyonluk bir çatının altında lambaları yakıp gölgeler ile tanışmaya başlamaya hazır olmalıyım artık . Demirin açtığı her yarada, ateşin yaktığı her karada birazdım.Çoğaldım toprağına düşmeden OL diyenin hatrına,Güneşin ilk dokunduğu zirvenin ucunda bir soğuk tanesiyken kalkıp bulutların denizinden senin ülkene geldim.Ve yangınların üzerine yağarken bir ateşe esir düşmeden buhar oluverdim…

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Kendi heycanlarımın üstüne düşmüş bir gölge gibiyim. Ağırım ,oysa ki hacmimde pek birşey etmiyordu. Zerre içinde zerre iken basıp geçmişim üstümden. Kelimelerin ,seslerin nizamı dağıldı, Satır sonuna koyduğum noktalar değersizlik kazandı . Oysa ki noktaların koyulduğu yer zerrede ki hacmime karşı bir başkaldırıydı . Ve virgüller , satır sonuna varmamak için direnirken benim yegâne dostlarım ,onlarda kayboldu. Ruhum irkildi ,kelâmıma nasipsizlik yapıştı . Tam da o vakit açıldı gök.. Gök açıldı âkin kelâm da dağıldı , ateşte söndü . Şimdi özenle giydiğim bu elbiseyi parçalayarak üstümden çıkarma vakti ..

Devamını Oku
Zeyneb İçli

Bir başkasının cesaret edemeyeceği şekilde hırpaladım bir üflemeyle vücut bulan varlığımı..Serinti vermeyen bir ağacın gölgesinde uzunca bir süre pekâlâ kaldım. Kalmam kapı eşiğinde kalmaya benziyordu ,içeri giremeyecek kadar dirayetli lakin kapıyı kapatamayacak kadar da cesaretsiz idim. Velhasıl, güneşi istemiyordum fakat gölgede de serinlik bulamıyorum. Ne tam bir kopuş, ne de varış hakkıyla ..Öylesi yarım öylesi zûl...

Devamını Oku