Er Rahman,
En güzel surette yaratılana,
Kur’anı ihsan etti.
Olsa da akıl izandan noksan,
El Halim,
Yeryüzünde milyonlarca tür,
Secde ve şükür eder,
Lütfedilen hayata müteşekkir, yaşar özgür.
Neslinin devamında var ki hikmet,
Hür bırakılmalarında da yok bir garabet…
El Müheymin,
Kâinatı hak ve adaletle yönetti,
Mümin’i de kâfiri de koruyup gözetti.
Lakin ey, cennetten kovulan lanet,
Yalnız sana verilmedi, bütün yaratılanlar için,
Yayılıp döşendi bu arz, bu sema…
İnsan hayır duadan çok, beddua eder,
Ve çok acelecidir.
Uyarır Hak dini,
Lakin sefil, bilmez haddini,
Karar verici değil, mültecidir…
Ah bir bilse, asilerin akıbeti ne fecidir!
Allem kalem eder pis iblis,
İpotek kor iradene.
Ahiret yurduna toprak taşımak yerine;
Gözleriyle, elleriyle,
Kendi çukurunu dolduranlardan eder.
Yüce ki ne yüce Allah,
Ermez ondaki güce akıl, sır.
Var her işinde bir hikmet,
Var bin hayır.
İhsanı,
O ne büyük bir gaflet:
Dünya ile ahiret azabının kıyası…
Ve kaybedilmişken onca güzel haslet,
Kapatılıp tövbe kapısı,
Ümit edilir ahret sefası...
Ve zilletin son perdesi hayasızın cennet rüyası…
İblisle oturan aynı masaya,
Besmelesiz kurulur sofraya,
Uymaz ne yasaya ne piyasaya,
Bu dünya er meydanı,
Önemli değil yaş, kilo, cinsiyet ve sıklet,
Akıl baliğ herkes çıkacak tek başına iblise karşı.
Ve izlenecek bu dünyada
İman ve iradenin savaşı…
Tarih boyu inkâra yönelen kavimler,
Lanetlendiler Allah indinde.
Kimi helak edildi,
Kimi sarhoş gibi yitti gitti yine kendinde.
Her sefer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!