Şairin Hayatı İle İlgili Bir Bilgi Girilmemiş
Eserleri
-bilen yoktur
sevmekliğin neticesini-
küçük hayatımın s’ağır gözlemcisine..
yalnızlığın berzahında
anne rahminden koparılan ceninin çektiğinden biraz fazladır acım
ruhumun vahşetgah azabı üflenirken ciğerime
avuç avuç umut dilendim
ebedî firak çekmemişti gözüm.
uzakça yol giden yüzün
d’inlesin şimdi..
nasıl ki güneş
parlayan merhametini yıldızlar zümresiyle geceye zerk eder
ki gece
küçük bir mikyasta zemine d’okunur
ezel’se ebede yaldızlı mektuplar taşır
ölmemiş kalpler okusun ister
işte öyle de
yontamadığım sözler neşrinin nevi
beyaz kâğıtta nokta hükmünde bile değildi
yalnızlığın hatsafhasının
refakatçisi salise miktarınca z’amandı
diledim ki
kalbimin mahşer hududunda bekleyip
sıraatin dar patikasını seçenin
ağzı açılmayan mektuplar adedince
dem vurduğu uykusu bölünerek azalsın
görseydin
ismimden tutup sırrınca Allah’a ısmarlamazdın
kendi nefsinin menfeati yerine
göğsümün içine kök salıp
azalırken an
sarhoşluk tabakalarını un ufak ederdin
göseydin!
işitmek üzere
merhametsizce çektirdiğin azabın
iniltisine dikerdin kulaklarını
otuz küsür yaşımca dillendirdiğim
bir avuç miktarı gonca için
koca baharı terk ettiğim bilinsin
buna mukabil
göğ(s)ünden yalnızca bir uğultu arzu ettiğimin
idrakına varır
berzaha göçmüş binler deste gülden
a(r)dımca
uçsuz menzil inşaa ederdin..
Zeynn
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!