Ey Nihal'im
Adın bir anı gibi düşüyor kalbime;
Ruhumun sessizliğinde varlığın bir ışık olup titreşiyor.
Sen, huzurun kaynağı olan o kuyunun ta kendisisin,
Gönlümdeki ezeli misafir, canımın sırrısın.
Aşkın baharını bir yudum suyla karşılamadın belki,
Ama gönül sofrasında bıraktığın o bakış, o niyaz kaldı.
Gamzen, ruhunun aynası, vicdanının derin nefesi;
Âşıklara hayat verir, vefânın sırrıdır o bakışların.
Ey Nihal, varlığınla soluk buldu bu gezgin ruh,
Toprağa seni değil, canımın özünü verdim;
Sana adadım benliğimi, yokluğumu, varlığımı, tüm sırlarımı,
Artık senin sözün hem rehberim, hem hikmetim, hem de sırrım oldu.
Zamanı seninle “an”a dönüştürdüm, ey gönül çalan!
Canım ayrılığınla yansa da, aşkın sonsuz;
O büyük günde hayalin elinde olacağım, kavuşma umudum,
Ayrılığın bile bana cennet, yolunda cehennemden korkusuzum.
Her harfin bir zikir, her nefesin bir dua, her hâlin bir ibadet;
Nihal'im, sen benim ezeli varoluşumun sırrısın,
Ruhumun avluları seninle dolup taştı,
Sen insanlığın, merhametin, vefânın ta kendisisin.
Ey Nihal, adın gönlümde sır denizlerine yelken açar,
Mistik bir yolculukla ruhum sana akar, seni bulur;
Sen hem huzur, hem ayrılık, hem kavuşma, hem hicransın,
Aşkın metafizik bir nehir, ben ise onda sadık bir yolcuyum.
Sana kurban olsun bu ömür, sana ait her nefes;
Senin varlığınla tamamlandı bu yolculuk,
Nihal'im, sen kalbimin kıblesi, ruhumun mihrabısın,
Varoluşun sırrı sensin, ey ezeli anlam, ey canımın Nihal'i.
Kayıt Tarihi : 28.7.2025 13:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!