Yorgun bir rüzgar gibi ne bir toz kaldırıyorum
Ne bir yaprak düşüyorum
Budanacak dallarım ağırlaştıkça ağırlaşıyorum
Tutanacak dallarım çürümüşler
Bir damla yağmura muhtacım
Sımsıkı sarıyor benliğimi geçmiş
Yalanlarla bezenmiş günlere uyanıyoruz
Gözlerimizde sahte bakışlar
Nasılsa merhaba diyen diller
Her koşulda açılan yabancı kollar
Verilen adreslere uymayan beyinler
Parsa parsa böldüğümüz hayat
Şaşırdığım adresler gibisin sen
Bir çıkmaz sokak
Nasıl anlatayım
Duyduğum en manasız şarkısın sen
Sisli bir Mart günü gibisin
Peki ben neyim senin gözünde
Sessizlik benim misafirim
Senden emanet kaldı
Hep seni susuyor sözlerim
Hüzünlerim sessizliğime yoldaş
Üsküdar ın motor sesleri bana inat
Ve çivi gibi kalbime çaktığım sen
Neyin şiiri bu
Eğreti duruyor sayfada
Düğüm olmuş kelimelerim
Kelimelerimi bile yazamıyorum artık
Bilincim yok
Bilinçdışı bir teslimiyet
Pencerem siyah gece odama girmiş benden habersiz
Dört bir yana dağılmışsın sen
Duvarlar seni susuyor
Buram buram her yer ayrılık
Bir sancı var etrafta
Kapıyı kapasam boğulur giderim kapıyı kapasam nefsim
Haksızlıklar bir bardak dolusu
Nefesimizi tutup bir yudumda içsek
Kolayca yutabilir miyiz?
Diğer yuttuklarımızın üstüne tuz biber olmaz mı?
Tabii bundan tuzla biber sorumlu değil
Berbat bir tat kalmaz mı ağzımızda
Yürüdükçe ıssız sokaklarda
Zamanını çaldırdı
Tortuları kaldı ömrünün
Bakmadılar yüzüne
Bir mana aradılar
Bulamadılar
Damlaya damlaya göllerim oluyor
Sana yazdığım şiirlerden
Zamanı unutuyorum seni düşünürken
Saat kaç bilmiyorum yada hangi mevsimdeyiz?
Baharı anımsatan çiçekler açıyor yüzümde seni düşünürken
Seninle aynı sokakta olabilmek
nice satırlar yazıldı sana
Hala anlamıyorsun
Güz gibi bir soğuk halin varki
Tüm benliğim buz
Oysa yandıkça yanmak istiyorum sana sevdaya
Bırak bildiğim gibi seveyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!