birinci bardak;
yoksul inzivamda kaşığın bardağa teması ağlatır yalnızlığımı
hayra yormak lazımdı oysa ormanın homurtusunu
sincapla ve ceylanla
ikinci bardak;
dökülen gazelle hak edilmiş bir hazan düşse de saçlarıma
bu eylül de kimse çalmıyor kapımı ısrarla
üçüncü bardak;
koyulaşıyor çayın demi ormanın yeşili
küt diye geliyor akşam
ve evriliyor geceye hemen
gizlemek için sincabın titremesini
ceylanın ürkek hayaller saklayan gözlerini
saydam ve karanlık abasıyla
dördüncü bardak;
buyur ediyorum en müstesna yanıma acıyı
madem eylüldür ve madem matemlidir rabia
soframda üstüne az ali şeriati okunmuş acı bir su
ve yaprağına ıtrî üflediğim gül kurusu
ne tuhaftır eşyanın ölümü
söylesene be esma! ..
beşinci ve son bardak;
eylül dediysem elbet ihtilal
ve muhtemeldir kürtçe tebessümün dudağımda diyalektik devinimi
ceylan dediysem
yine de korkmayın ey susanlar
ölüm zaman kadar eski
ve yalnızlığım kadar küflüdür ne de olsa..
....................................................
ve son yudumda böyle yutkunuyordu zerdeşt;
durmayın devam edin cesedi cesetle yarıştırın
istanbulu tokyoyla
ve yenilin her sonuçta
eylüldür unutulur herşey
hayatsa yutkunmadır sadece bir yudum çayda...
Kayıt Tarihi : 14.12.2013 11:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ölüm zaman kadar eski
ve yalnızlığım kadar küflüdür ne de olsa...^
benim de sana çay teklifim her zaman geçerlidir Hasan kardeşim
TÜM YORUMLAR (1)