Sesi soluğu uzak geçmişin
Arkasında perili köşk uzanır
Güneşle süslenmiş palamut
Gölgeyi öven ıhlamur ceviz
Yeni ev Koşuyolu'nda
Vapurdan inince on dakika
Otobüs varmış 5A
Bakkal durak yalnız sessiz çayırda
Beyaz tek göz oda
Bakkal Latif gri bulutlarla konuşur ara sıra
Sallanan kapı
Yanında dev mimoza
Bahçe Nazım'ın mutluluk resmi
Merdiven yorarsa
Nefes alınır mor salkımlı evin orda
Ön üç sıra domates ekili
Briketle örülmüş ineğin yeri
Mehmet Akfan iki katlı sıralı
Almancıların yanında ünlü çöpçatan
Melek Teyze'nin camekânlı evi
Geliniyle oldum olası kavgalı
Daha gençti lakin
Kötü bir araba kazası
İçimi döktüm zerdali dalına
Artezyen kuyusunda soğur hüznüm
Hatice Abla komşu en yakın
İşi gücü her hafta Salı Pazarı
Tezgâhta kot pantolon arama
Suadiye plajına giderdik hatırına
Kocası uzun yol şoförü kaba saba
Mayısın papatyalarına yaslanıp
Mavinin gökyüzünde gözüm
Bizim Pati ıslak diline yakalandı yüzüm
Fasulye çorbası koca tencere kapıda
Annem bir elbise dikti ya ona
Laz Teyze her pazar pişirip yollamada
Çarşafı germiş komşular bağırır
Hiç silkemiyorsun dalları ya
Sen in baban çıksın duta
Ardından gerilir mor çamaşır ipi iki ağaca
Çocuklar haydi voleybola
Balet derdik oynarken Vural'a
Oldu şimdi konservatuarda hoca
Yıldızlar saklayınca yaprağa
Görünmez yaz gecesi bendeki büyük sevda
Heyecan ısındıkça yükselir aya
Ezberden Cemal Süreya
'Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının''
Kız kardeş lisede Kazım İşmen
Edebiyat iyi müdür asabi
Ara dur Reşat Nuri'ye gideni
Gelince üstü başı çayır toprak
Söyler 'aşaa maale'' ile maçı
Ses uzaktan türkülü
'Ha bu diyar ha bu diyar
Çakmağı çak çırağı yandırma…''
Bol pantolon üstü çocuk ceketi
Eli kulakta avaz avaz
Görünür buraların delisi
Arsanın yanında iğneci Fahri'nin evi
Oğlan kiracı kıza sırılsıklam âşık
Delikanlılık ile naz niyaz karışık
Ajda Pekkan'ın sesi teypten sokağa yükselir
'Kapı açık arkanı dön ve çık istenmiyorsun'
Sabah geç kalınca koşulur karakolun ora
Kuyrukta Kamil Amca korkuyla selamla
Gizli poliste çalıştığı söylenir durur ama
Yedi kişilik dolmuşta hiç ödetmez bana para
Bir manileri yoksa yapılır komşu ziyareti
Muhabbet döner dolaşır
'Ne olacak bu memleketin hali''
Derken sabahın körü kapı gümbür gümbür
Tarih on iki eylül
Köşe başını tutmuş şaşkın şairler
Mahalle
Çocukluktur dediler
Gençliktir
Yokolur büyüyünce
Zaman geçer
Geri döner oturur bir kahvehane sandalyesine
Kayıt Tarihi : 6.6.2010 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)