Çantasından bir kağıt bir de kalem aldı;
Ve şöyle başladı kendisini bu hale getiren hayatı sorgulamak için yazacaklarına;
"Siz bilir misiniz tereddüt etmeden yaslandığınız sağlam duvarın hiç beklenmedik bir anda yıkılmasını?
Siz bilir misiniz aydınlıkların bile bir tarafının karanlık olduğu şu dünyada kendi haykırışlarınızda boğulmayı?
"Bir gençlik bir çocukluk böyle geldi geçti işte.
Dolu dolu, neşeli, üzgün bütün duyguları yaşadık tattık.
Ve şimdi hayatın içindeyiz bir dal bulduk tutunmaya çalışıyoruz"
Dedi kadın.
yağan yağmura aldırmadan
birbirine koşan iki aşık gibi
Deli divane.
yağmur katreleri düşüyor
sevdalıların kirpiklerinden
pare pare.
Yaşadığımız sevgi,
kâh yeşil olur, kâh mavi.
Ama asıl Siyahtır aşkın rengi.
Velhasıl kelam,
Hangi renk olursa olsun da
Özledim;
Kokunu, gülüşünü, beni sevişini
Yüreğime dokunuşunu özledim.
Bekledim;
Bana koşmanı, bir gece ansızın
"Gülüşündeki huzuru
Benden başkası bilmesin" demişti.
Bir nevi öyle oldu da
Gidişiyle, gülüşümü yok etti.
Gözlerinin yeşili yeşertti
İçimdeki solmuş çiçekleri.
Saçlarının sarılığı
Sayesinde
Tekrar doğdu güneşim.
Kalbin bana uzak,
Nefeslerinse bir o kadar yakın.
Duygularım haritası değil aklımın,
Sensizken uçuruma daha da yakınım.
Mutluyum biraz,
Sen;
bir türlü sonu gelmeyen
hikayeler kadar heyecan verici,
Bitmek bilmeyen yollar gibi
Yorucu ve sabırsızlıksın
Benim için...
Seni sevmek,
Bir harama el uzatmak kadar
Günah.
Bir çocuğu sevindirmek kadar
Sevap bana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!