Ben kelimelere tutunarak yürüyen bir şairim. Hayatın en keskin acılarını, en kırılgan sevinçlerini, kaybolmuşlukla yoğrulmuş arayışları şiirin diliyle anlamaya ve anlatmaya çalışan bir yolcuyum. Şiir benim için bir teselli değil; bir hesaplaşma, bir direniş ve bazen bir secde hâlidir.
Şiirlerim, iç dünyamla dış dünyanın çatıştığı yerlerde doğar. Yalnızlığın, aşkın, inancın ve ölümün içinden geçerek kurduğum her dize, bir yolculuğun izini taşır. Benim şiirim; hem sokakta üşüyen bir çocukta, hem çölde susuz kalmış bir âşıkta, hem de bir harabenin sessizliğinde yankılanan duada yankı bulur.
Hayali sözcüklerle kurduğum dünyalar, geçmişle geleceğin, hakikatle hayalin arasındaki boşlukta yankılanır.
Ben, aşkı yalnız bir kişiye değil, ilahi bir özleme ve mutlak bir arayışa dönüştüren;
ölümü gündelik bir suskunluk olarak değil, varoluşun en derin anlamı olarak gören bir dilin peşindeyim.
Şiir benim için bitmiş bir metin değil, sürekli açık bir yara gibidir.
Ve ben o yaradan konuşuyorum.
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!