beynim zonklamada..ah, neler-neler üşüştü..
ki, feryâdı figânım sağır sultanlar duya.
birincisi havaya, ikincisi de suya
üçüncü cemre nerden deli gönlüme düştü?
beynim zonklamada..ah, neler-neler üşüştü..
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
hazan vaktidir bu dem, gidenler dönmez geri.
kaçıncısı oldu bu, içimdeki zemheri? .
saymadım, sayamadım, uykusuz kaç gecedir
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
yürekten tebrik ederim
selam ve duam ile
ANKARA RÜZGARI GURUBU
kaçıncısı oldu bu, içimdeki zemheri? .
saymadım, sayamadım, uykusuz kaç gecedir
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
Yuregini kalemin cok guzel dile getirmis..Kaleminiz daim olsun
Sevgimle Nuray Kara
Cemreleri de zemheriyi de anlayan bilen vardır ..halini anlatmış ifade etmişsin tebrik ediyor saygılar sunuyorum...Mehmet Karlı
USTA BİR KALEMDEN DİZELERE AKSEDİLMİŞ
ANLAMLI VE İÇERİKLİ BİR ŞİİR OKUDUM...
-TEBRİKLER EFENDİM..
ben de buna beynim ugulduyor diyordum...gözüme ne zaman bir eser takilsa, o ayrilmasini beynim de uguldamasindan ayrilmayi bilmiyorlar... neler neler üsüsmüyor ki, diye bir o an...iste böyle anlatilir ancak...kutluyorum...cok güzel bir siir...
sevgiler. tebrikler
beynim zonklamada..ah, neler-neler üşüştü..
ki, feryâdı figânım sağır sultanlar duya.
birincisi havaya, ikincisi de suya
üçüncü cemre nerden deli gönlüme düştü?
beynim zonklamada..ah, neler-neler üşüştü..
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
hazan vaktidir bu dem, gidenler dönmez geri.
kaçıncısı oldu bu, içimdeki zemheri? .
saymadım, sayamadım, uykusuz kaç gecedir
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
Bir kez daha okumak için aldım ne güzel yakarış ve söylem, gerçeklerin yansıması
Güzel bir ses yakalamışsınız ama geliştirmek konusunda biraz acele etmişsiniz diye düşünüyorum.Mesela, 'hazan'ı bitirip 'zemheri'ye öyle geçseydiniz, ardından da 'cemre'ler gelseydi....))
Tebrk ediyorum..
Seni senden başka kimse kimse anlayamaz.
Gidenler gider,kalanlara yanmak kalır.
Bizlere de dizeler üretmek düşer...
Şiirini kutlarım.
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
hazan vaktidir bu dem, gidenler dönmez geri.
kaçıncısı oldu bu, içimdeki zemheri? .
saymadım, sayamadım, uykusuz kaç gecedir
ahvâli perişânım bilir misin, nicedir? .
--
o kadar güzel yazmışsınız ki, bana sevgi ve saygıyla kutlamak düşüyor.
üçüncü cemre deli gönüle düştüyse, Allah kolaylıklar versin diyorum dostum,
şiirinizi kutluyorum, sevgi ve selamlar.
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta