Bolca kitap
Bitmeyen kahve
Durmayan yağmur
Biraz da yalnızlık lazım
Kesintisiz dalgalar
Şehirler doluşur gözlerime
Gölgemin düştüğü kaldırımlar
Yamalı düşlerle adımladığım yollar.
Dalgın bakışlarımın değdiği caddeler doluşur
Bazen mavi bir deniz bazen heybetli bir dağ büyür içimde
Ey evlat iyi işit atanı
Namustur, şereftir Türk'ün bayrağı
Can üstüne can verdi nice yiğitler
Unutma sakın kefensiz yatanları
Hain yayarsa millete şer
Hilal kaşlım, bozkurt bakışlım
Şimdi susmak, âmâ olmak gerekirken
Gönül hak ile hudut arasında ikilem yaşar
Akıl, kefen kusan yüreğe hükümsüz kalır
Mührü kırık kelamlar kabına sığmaz
Taşar heybeden bir bir
Tek içimliktir hayat
Bazıları soğutarak
Bazıları sıcak içer
Tek tadımlıktır hayat
Tesadüfi doğum kaçınılmaz ölüm gibi
Bir kez döner rulet
Bugün her şey siyah beyaz, tıpkı eski bir fotoğraf karesi gibi.
Tatsız, tuzsuz kadavra soğukluğunda
Bir an geliyor her şey kan kızıla boyanıyor.
O dakikadan sonra renksizliğin rengi kızıl oluyor.
Şafak kızıl, toprak kızıl, gözyaşı kızıl…
Yedilerin kanı karışıyor yavaş yavaş âlemin revnakına.
Ölür insan.
Hem de öyle heybetli, öyle görkemli,
Öyle kalabalık olur ki o ölüm.
Adın bir daha hiç anılmaz,
Kahkahaların kulaklarda çınlamaz,
Gözlerinin rengi silinir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!