Tırnaklarıyla kazmıştı toprağı
Yuvasını kurarken
Güneş ısıtırdı yüreğini
Yağmurlar susuzluğunu kandırır
Ne sevgiler görmüştü dupduru ne ateşli aşklar cilveli
Nağmeler oynaşırdı dallarında
Beyhude günlerden biri daha
Eridi avuçlarımda
Kızıl havaları soluyorum
Sensizliğin deminde
Elleri ceplerinde gözleri dalgın düşlerimin
Ürperdim
Tenime değen ilk yaşam soluğuna
Ebemin vurduğu şaplakla ağladım
Herkes gülerken
Kokun sinmiş yüreğime
Nefesin nefesime
Adı yok inan sana sevdamın
Sen yoksula sunulan dumanı tüten yemek
Sen öksüz çocuğa sımsıcak sarılış
Güneşin bile doğası gelmedi bugün
Bu şehirde
Bir açıldı bir kapandı
Bulutların ardında mıydı huzur
Gök pusarık fırtına pusuda
Bulutlar semada pamuk gibi
Üstlerine yatsan içlerine alıverecekler yumuşacık
Puf....puf...
Bir sevinç
Uzaktan sizindir bütün bulutlar
Farkındalıkların, farkına varıp, farkında değilmiş gibi davrananlara acırım.
ANKARA-12 Ocak 2006
Hatırlar mısın
Aynı ocakta demlenir
Aynı dili konuşurduk
Yiterdik düşlerimizde
Hikayeler meze olur
Neleri katıp karıştırmazdık ki soframıza
Bir aşka düştüm;
Olduğun yerde olduğun gibi sevdim seni
Dilemedim aşkını
Yeterdi benimki ikimizede
Olanca gücümle bağırdım içimde
Sesimi duyan bendim
Her gün aynı şeyleri yapar olmuştu
Saymayı unuttuğu zamanlar da
Bir fincan kahvesini alıp oturur sadık penceresine
Grinin raksını izler tüten dumanında sigaranın
Kızıl havalar elveda derken günün telaşına
Kuşlar ufka gömülürdü iri kahve gözlerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!